Ünal KALAYCI

Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Anahtar Kelimeler: ad bilimi, Lübnan, Şuf (Chouf), soyadları, Türkçe soyadları

Lübnan; Selçuklu Devleti, Memluklular/Kölemenler ya da diğer adıyla Ed-Devleti-t-Türkiyye ve Osmanlı Devleti döneminde yedi yüzyıldan uzun bir süre, Türklerle Lübnanlıların aynı idare altında yaşadığı bir coğrafyadır. Lübnan, etnik ve dinî çeşitlilikler nedeniyle Orta Doğu’nun bir özeti olarak görülmektedir. Bu etnik çeşitlilik içerisinde Anadolu ile eş zamanlı olarak Lübnan’a yerleşen Türk nüfusu da vardır (Aydemir, 2015, s. 5). Lübnan Arapçası ile Türkçe, bu uzun süre boyunca doğal olarak etkileşim içerisinde olmuştur. Bu etkileşim sonucu Türkçe ile Arapça arasında sözcük öbekleri, sözcükler, ekler ve dil bilgisi kuralları alışverişi gerçekleşmiştir. Türkçeden Lübnan Arapçasına geçen biçim birimlerin sözlüklere girenleri yanında, sözlüklere girmeyen ve günlük dilde kullanılanları da vardır. Sözlüklere girmeyen, bununla birlikte insanların kimliklerinin bir parçası olarak aileden aldıkları soyadları, Türkçenin Lübnan Arapçası üzerindeki etkilerinin en yoğun görülebileceği alanlardan biridir. Bu çalışmada, Lübnan’ın yirmi altı seçim bölgesinden biri olan Şuf (Chouf) yerleşim biriminde kullanılan en az bir Türkçe biçim birimi içeren soyadları, ad bilimi açısından incelenecektir.

Ad bilimi çalışmalarında yoğun olarak tarihî yöntem, karşılaştırma yöntemi, tümevarım yöntemi, betimleme yöntemi ve istatistik yöntem kullanılmaktadır. Çalışmalarda bu yöntemlerden biri veya birkaçı kullanılabilir (Şahin, 2021, s. 26-28). Belli bir alandaki adların genel görüntüsü ortaya konulurken betimleyici yöntemden yararlanılır. Bu çalışmada adların biçim, anlam, yapı ve köken bakımından genel görüntüsü ortaya konulacağından betimleyici yöntemden yararlanılacaktır. Aynı zamanda adların genel görüntüsüyle ilgili verilerden hareketle bazı sayısal sonuçlara ulaşmak için de istatistiki yönteme başvurulacaktır.

Çalışma için kozmopolit yapısı nedeniyle Şuf bölgesi seçilmiştir. Lübnan’ın bazı bölgeleri, belli etnik ya da dinî grupların yoğunluğu altındadır. Mesela Trablusşam Sünnilerin, Sur Şiilerin, Antalyas Hristiyanların yoğun olduğu bölgelerdir. Ülke nüfusunun yarıdan fazlasının yaşadığı Beyrut’ta bile Eşrefiye semti Hristiyanların, Hamra Sünnilerin, Burç Hamud Ermenilerin yoğunlukta olduğu yerleşim birimidir. Çalışmada farklı etnik ve dinî gruptan insanların soyadlarını görmek için nüfusun dengeli olduğu bir yer aranmış, bunun için de Şuf seçilmiştir. 201.014 seçmenin yer aldığı Şuf bölgesinde Sünni seçmen sayısı 58.150, Maruni 53.342, Dürzi 62.114, Rum 15.827 ve Şii 5.982’dir. Geriye kalan on beş grubun toplam seçmen nüfusu 5.599’dur.

Çalışma, Şuf bölgesine ait 2016 yılı seçmen listesi kayıtlarındaki verilere dayanmaktadır. Veriler, Lübnan Enformasyon Bakanlığından temin edilmiştir (Lübnan Enformasyon Bakanlığı, 2016). Şuf yerleşim birimine ait seçmen listesinde 201.014 kişi yer almaktadır. Bunlardan 62.114’ü Dürzi kimliğine sahiptir. Bu yerleşim birimindeki Dürzilere ait Türkçe biçim birimi içeren soyadları daha önce bir çalışmada incelenmiştir (Kalaycı, 2019, s. 76-88). Dolayısıyla bu çalışmanın evrenini Şuf bölgesi seçmenlerinden Dürziler dışında kalan 138.900 kişiye ait soyadı oluşturmaktadır. Bu soyadlarından bünyesinde en az bir Türkçe biçim birimi içerenler; biçim, anlam, yapı ve köken bakımından incelenecektir.

Arapçadan Türkçeye geçen “Abdullah”, kökeni Türkçe olmadığı hâlde Türkçe üzerinden Arapçaya geçen “babuçyan” veya diğer dillerden hem Lübnan Arapçasına hem de Türkiye Türkçesine geçen “Canbolat” gibi soyadları Türkçe biçim birimi içermediğinden çalışmaya alınmamıştır.

Soyadlarının bazıları, geçirdiği ses değişimleri ve benzeri nedenlerle hangi kökenden olduğu tanınmaz hâle gelmiştir. Kökenleri bilinmeyen veya kökenleriyle ilgili birden fazla görüşün olduğu sözcüklerle ilgili bilgi yazılırken * işaretiyle durum ifade edilmek istenmiştir.

Her bilim dalında veya disiplininde olduğu gibi ad biliminin de kendine has terimleri vardır. Çalışmada, doğrudan alıntılar dışında terimler ve terimlerin yazılışı için Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Gramer Terimleri Sözlüğü (Korkmaz, 1992) dikkate alınmıştır.

Ad Bilimi

Tanım

Ad bilimi, sözlük biliminin alt dalıdır: “1. Özel ad niteliği taşıyan kişi ya da yer adlarının köken ve gelişimini inceleyen sözlük bilim dalı. 2. Kavramdan, gösterilenden kalkarak anlatımı, bir başka deyişle gösterilenle bağlantılı gösterenleri inceleyen anlam bilimsel araştırma.” (Vardar ve ark., 1980, s. 16). Tanımda, gösterenle birlikte gösterilenin de incelendiği ifade edilmiştir. Buradaki gösterge soyadıdır. “Demirci” soyadı üzerinden ifade etmek gerekirse soyadı gösterge, d.e.m.i.r.c.i harfleri ise gösterendir. Burada gösterilen, aklımıza gelen kavramdır. Demir işiyle uğraşma ve bununla ilgili çeşitli çağrışımlar akla gelmektedir. Bununla birlikte “Aslan” soyadı düşünüldüğünde kavram olarak akla, aslandan çok aslanın en belirgin özelliği olan güç kavramı gelmektedir.

Bazı çalışmalarda ad biliminin iki tanımına yer verilmiştir. İlk tanımda ad biliminin özel adların kökenini ve tarihsel gelişimini incelediği ifade edilmiş; yer adı, kişi adı, su adı ve dağ adı alt dallarına değinilmiş ve ardından şu şekilde ikinci tanım yapılmıştır: “Dilbilgisinde adsıl (substantive) sayılan öğeleri inceleyen dal; kavramdan hareket edilerek o kavramın dilde nasıl anlatım bulduğu ve anlatımda hangi etkenlerin rol oynadığını araştıran dal. Sözcükbilim ve anlambilim ile yakından ilgilidir.” (İmer ve ark., 2011, s. 11).

Ad bilimini geniş ve dar anlamda tanımlayan çalışmalar da vardır. Geniş anlamda ad biliminin kelimelerin kavramları nasıl karşıladığı konusuna eğildiği vurgulanmış ve ikinci tanımına şu şekilde yer verilmiştir: “Özel adlar üzerinde duran ve özel adları köken bilgisi (etymologie), tarihî gelişme, dil ve kültür sorunları açısından inceleyen bilim dalı.” (Korkmaz, 1992, s. 4). Bu tanımda özel adların dil ve kültür sorunları açısından incelendiğini belirten ifade, ad bilimi üzerine çalışma yapılırken dikkate alınması gereken önemli bir husustur.

Ad biliminin daha genel ve kapsamı geniş tanımları da yapılmıştır: “Canlıların, nesnelerin ve kavramların, kısacası çevremizde gördüğümüz ve algıladığımız her şeyin adıyla ilgilenen bilimin adıdır.” (Sakaoğlu, 2001, s. 9).

Güncel Türkçe Sözlük’teki ad bilimi tanımı, Korkmaz’ın ikinci tanımına çok benzemektedir: “Dil biliminin adlar, özellikle kişi adları üzerinde duran ve onları köken bilgisi, tarihsel gelişim, dil ve kültür sorunları açısından inceleyen dalı.” (TDK, 2022).

Ad bilimini; adların ortaya çıkışını, varlık ve kavramlara verilişini, bu adların ses, biçim ve anlam yönünden geçirdiği değişimi ve mevcut durumunu, aynı zamanda da bu adlarla toplum arasındaki bağı inceleyen bilim dalı olarak anlamak mümkündür.

Türkiye’de ad bilimi üzerine tarihçiler, sosyologlar, halk edebiyatı alanının uzmanları, dil bilimciler ve ad bilimciler çalışmışlardır. Ad bilimi çalışmalarını daha sistemli yapabilmek için bu alan çalışanları tarafından çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır.

Ad Bilimi Sınıflandırmaları

Türkiye’de ad bilimi çalışmaları arttıkça ad biliminin dalları da sayıca artmıştır. İlk yapılan ad bilimi sınıflandırmalarında yer adları bilimi, coğrafya adları bilimi ve kişi adları bilimi (Aksan, 2020, s. 100) olmak üzere üç ad bilimi dalına yer verilmiştir. Daha sonra yapılan sınıflandırmalarda kişi adları ve yer adlarıyla uğraşan dal yanında dağ adları ile uğraşan bir alt dal ve dördüncü olarak da göl, nehir, ırmak, vb. su adlarıyla uğraşan dal biçiminde alt öbeklere ayrılmıştır (Sakaoğlu, 2001, s. 11). Bu sınıflandırmalardan ufak farklılıkları olan başka bir sınıflandırmada da ad biliminin alt dalları kişi, yer, coğrafya ve akarsu adları olarak dört alt öbeğe ayrılmıştır (Korkmaz, 2009, s. 213).

Ayrıntıya girilerek yapılan bir sınıflandırmada, adlar önce tür adları ve özel adlar olarak ikiye ayrılmıştır. Tür adlarının alt başlıkları olarak bitki, hayvan, yiyecek içecek, giyim kuşam, alet, meslek, hastalık adları ile spor ve sporla ilgili adlar olarak sınıflandırılmıştır. Özel adlar ise kişi, yer, din, mezhep, millet, etnik grup, kurum kuruluş ve eser adları olmak üzere altı gruba ayrılmıştır. Bu sınıflandırmada kişi ve yer adlarının alt öbeklerine de yer verilmiştir (Boyraz, 1998, s. 108).

Adların sınıflandırılmasıyla ilgili yapılan güncel bir sınıflandırmada ad bilimi; rüzgâr, kişi, yıldız, belge, örgüt, kök, bitki, eser, zaman, uzay, mit, araç, ürün, gök, yer, kentlik ve hayvan ad bilimi olmak üzere on yedi alt başlığa ayrılmıştır (Şahin, 2021, s. 37-39). Soyadları; ön ad, ikinci ad (orta ad), ünvan adları, lakaplar, edebî eserdeki kişi adları, takma adlar (mahlaslar, rumuzlar), aile adı (sülale adı) ve göbek adlarıyla birlikte kişi adları içerisinde yer almaktadır (Kalaycı, 2019, s. 42-45). Resmî veya gayriresmî kurum veya örgütlerin kullandığı kod adları ile özellikle sanal ortamda kullanılan nik neym (nick name) de takma adlar içerisinde yer almalıdır.

Kişi adları içerisinde en büyük öbeği, her bireyde bulunması nedeniyle ön ad ile soyadları oluşturmaktadır. Soyadlarının kişi adlarından daha uzun ömürlü olduğu, alınan bir soyadının nadiren yapılan değişiklikler dışında ailenin fertleri tarafından yüzyıllarca kullanıldığı bilinmektedir. Diğer kişi adlarına göre daha çok olması nedeniyle ön adlar ve soyadları üzerine yapılan çalışmalar da o derece çoktur.

Özel Adlar ve Soyadları Üzerine Yapılan Çalışmalar

Türkiye’de henüz ad bilimi alanında öncü ve yönlendirici kuruluş ve akademik yayın organlarının olmayışı, ad bilimi açısından bir eksikliktir. Araştırmacılar, bu durumun ad bilimi alanında yapılan çalışmalarda ortak terim, yöntem ve sınıflandırma anlayışını olumsuz etkilediğini ifade etmişlerdir (Şahin, 2021, s. 1). Soyadlarıyla ilgili çok sayıda yayın yapılmasına rağmen yapılan eleştiriler, soyadı çalışmaları için de geçerlidir.

Soyadı Kanunu çıkmadan önce lakaplar, ünvanlar, sıfatlar, aile adları vb. yapılar soyadı işlevi ile kullanılmıştır. O dönemlerde soyadı niteliğindeki bu kullanımlarla ilgili soyadı mahiyetinde bir çalışma da bilinmemektedir. 1934 yılında Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra soyadları hakkında çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bunlar ilk başlarda soyadı ve soyadlarının anlamlarını içeren liste tarzı sözlük çalışmalarıdır. Zamanla soyadlarını farklı açılardan ele alan çalışmalar yapılmıştır. Yapılan bu çalışmaları kişi adları ve soyadları hakkında yapılan bibliyografya çalışmalarında toplu hâlde bulmak mümkündür.

1995 yılında hazırlanan Türk Adbilimi Bibliyografyası-Deneme adlı eserde o döneme kadar kişi adları hakkında yapılan çalışmalar ele alınmıştır (Bozyiğit, 1995). 1996 yılında hazırlanan bir yüksek lisans tezi, Türk Ad Bilimi Bibliyografyası adını taşımaktadır (Keleş, 1996). 2001 yılında Türk Ad Bilimi 1 Giriş adlı eserde, eserin yayımlandığı tarihe kadar ad bilimi alanında yapılan çalışmalara da yer verilmiştir (Sakaoğlu, 2001). Çalışma, bir yönüyle bibliyografya özelliği taşımaktadır. 2019 yılında The Bibliography Essay of Turkish Personal Names (Türkçe Kişi Adları Bibliyografyası Denemesi) adlı çalışma yayımlanmıştır (Kanadıkırık, 2019). Bu bibliyografyalarda diğer adlarla ilgili çalışmalara yer verildiği gibi soyadlarıyla ilgili yapılan çalışmalara da yer verilmiştir.

2022 yılında sadece soyadlarını ele alan Türkçe Soyadları Üzerine Yapılan Çalışmalara Toplu Bir Bakış adlı bibliyografya çalışması yayımlanmıştır. Bu çalışmada soyadları üzerine yapılan çalışmalara yer verilmiş ve o çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur (Tuğluk, 2022).

Türkçe Soyadları üzerine yapılan çalışmaları, çalışmanın yapıldığı coğrafya açısından Türkiye’deki çalışmalar ve Türkiye dışındaki Türkçe soyadları üzerine yapılan çalışmalar olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür. Türkiye’deki soyadlarının ortak birtakım özellikleri varken Türkiye dışındaki ülkelerde kullanılan Türkçe soyadları, kullanıldığı ülkeden ülkeye farklı özellikler göstermektedir. Bu farklılıklar, soyadının kullanıldığı ülkede kullanılan dilin soyadlarına etkisi olarak da düşünülebilir.

Yapılan çalışmalar göstermektedir ki Türkçe konuşan nüfusun yaşadığı, Türkçe konuşan ülke veya topluluklarla yakın ilişkiler içerisinde bulunan ülkelerde Türkçe unsur taşıyan soyadlarının sayısı daha fazladır. Türk Kökenli Rus Soyadları adlı çalışmada Türkçe unsur taşıyan, ses ve anlam değişiklikleri nedeniyle anlaşılması zorlaşan Rusçadaki 400 soyadı ele alınmıştır (Baskakov, 1997). Bu çalışma, resmî dili Türkçe olmayan ülkelerde soyadı incelemeleri için örnek alınabilecek bir çalışmadır. Bulgarcadaki Türkçe soyadları üzerine de çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bulgarcada Türkçe Kökenli Soyadları adlı makalede Bulgarcadaki Türkçe kökenli ve Türkçe üzerinden Bulgarcaya geçen soyadlarının genel görüntüsü ortaya konulmuştur (Yançev, 2007). Türk Kökenli Bosna Hersek Soyadları adlı çalışma ile Bosna Hersek’teki Türkçe ve Türkçe aracılığıyla geçen soyadları farklı açılardan ele alınmıştır. Türkçenin etkisinin yoğun görüldüğü ülkelerden Arnavutluk’ta Türkçe ve Türkçe aracılığıyla geçen 490 soyadı Arnavutluk’ta Türkçe Kökenli Soyadları ve Anlamsal Değerleri adlı çalışma ile anlam değerleri ve kökenleri bakımından incelenmiştir (Yılmaz ve Akyüz, 2015). Lübnan’da Türkçe Soyadları başlıklı çalışmada da Lübnan’daki yedi farklı gruba ait 1.413 soyadı, ad bilimi açısından incelenmiştir (Kalaycı, 2019). Lübnan’da Türkçe Soyadları adlı çalışmada yer almayan Şuf bölgesindeki kişilerin soyadları da bu çalışmada incelenmiştir.

Şuf Yerleşim Birimindeki Türkçe Soyadları

Şuf Bölgesi

Lübnan, yirmi altı seçim bölgesine ayrılmıştır. Bunlar: 1. Akkar, 2. Aley, 3. Baabda, 4. Baalbek-Hermel, 5. Batroun, 6. Bcharry, 7. Beirut 1, 8. Beirut 2, 9. Beirut 3, 10. Rachaya/Bekaa El Garbi, 11. Bint Jbeil, 12. Chouf/Şuf, 13. Jbeil/Cübeyl, 14. Jezzine, 15. Karya Saida, 16. Kesrwan, 17. Koura, 18. Marjaayoun /Hasbaya, 19. Metn, 20. Nabatie, 21. Saida/ Sayda, 22. Mnyednye/Minye Dınye, 23. Tripoli/Trablusşam, 24. Tyre/Sur, 25. Zahle ve 26. Zgharta’dır. Şuf bölgesinden iki Sünni, iki Dürzi, üç Maruni ve bir de Grek Katolik kimliği ile parlamentoya vekil gönderilmektedir (Calfat, 2018, s. 278-279).

Şuf, Şam ile Beyrut arasındaki Cebel-i Lübnan denilen dağlık bir bölgededir. Osmanlı Devleti’nin son iki yüz yılında bölgedeki Dürzilerle Marunilerin gerilimi hiç bitmemiştir. Osmanlı, bölgedeki çatışmaları bitirmek için çeşitli idare yolları denemiştir. Bunlar arasında emirlik sisteminin ortadan kaldırılması ve onun yerine birinin başında Dürzi, diğerinin başında Maruni kaymakamın bulunduğu iki ayrı idareye ayırmıştır. Buna da iki kaymakamlı sistem adı verilmiştir (Orha, 2017, s. 4-5). Bu idare yöntemi de sorunları çözmeyince bölgeyi doğrudan İstanbul’a bağlayan özel idari sistem kurulmuştur (Gümüşsoy, 2008).

Şuf, eskiden beri kendilerini İslam inancı içerisinde bir mezhep olarak tanımlayan Dürzilerin merkezi olarak bilinmektedir. Bölgede 62.114 Dürzi, 58.150 Sünni, 54.342 Maruni seçmen yaşamaktadır. Toplamda bu üç grup seçmenin bölgedeki nüfusu 174.606 kişidir. Geriye kalan 26.408 kişi, seçmen listesinde tanımlanan on beş farklı dinî ve etnik gruba mensuptur. Elbette ki bölgede yaşayan nüfusun tamamı bu değildir. Bu nüfusun üzerine seçmen yaşına gelmemiş nüfusu da eklemek gerekmektedir. Seçilen bu bölgede Müslüman ve Hristiyanların birlikte yaşıyor olmaları, bu grupların kullandığı soyadı çeşitliliğini görmek açısından önemlidir.

Soyadları, aşağıdaki tabloda dört başlık altında incelenmiştir. İlk sütunda alfabetik sıra gözetilerek soyadlarının seçmen listesinde yer alan yazımlarına ve eğer Türkiye Türkçesindeki karşılığının yazımında farklılık varsa ona da italik şekilde altında yer verilmiştir. Bu sütunda, sözcüklerin ölçünlü Türkiye Türkçesi ile Lübnan’da kullanılan biçimleri arasındaki farklara dikkat çekilmiştir. İkinci sütunda Türk Dil Kurumunun Güncel Türkçe Sözlük’ü başta olmak üzere çeşitli sözlüklerden yararlanılarak soyadlarının anlamlarına yer verilmiştir. Sözcüklerin anlamları kaynaklardan alınırken en çok üç anlamına yer verilmiştir. Sözlüklerde doğrudan yer almayan soyadlarının anlamları, tarafımızdan yazılmıştır. Üçüncü sütunda soyadları, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi (Gülensoy, 2007) başta olmak üzere alanla ilgili diğer sözlüklerden de yararlanılarak biçim birimlerine ayrılmıştır. Dördüncü sütunda, sözcüklerin biçim birimlerinden hareketle köken bilgilerine yer verilmiştir.

Soyadlarında geçen yabancı dillere ait biçim birimlerinden “baba” anlamındaki “ebu”, Arapça kökenli bir biçim birim olup sözcük olarak kabul edilmiştir. Yine Arapça “el” takısı, ayrı yazılmasına rağmen anlam bakımından değerlendirilerek yapım eki olarak kabul edilmiştir. Ermenice “+yan” biçim birimi oğlu anlamındadır, ek kabul edilmiştir.

Şuf Yerleşim Biriminde Türkçe Biçim Birimi İçeren Soyadların İncelenmesi


















Sonuç

Lübnan’daki farklı etnik ve inançtan insanların hemen her grubunda Türkçe unsur içeren soyadları kullanılmaktadır. Bu grupların, Türkçe ögeleri sahiplendikleri ve kimliklerinin bir parçası olarak soyadlarında taşıdıklarını belirtmek mümkündür.

Bu çalışmada Lübnan’daki yirmi altı seçim bölgesinden birini oluşturan Şuf yerleşim birimindeki 138.900 kişiye ait soyadı incelenmiştir. Bu soyadlarından oluşumunda en az bir Türkçe birim veya biçim birimi bulunan soyadları tespit edilerek bu soyadları biçim, anlam, yapı ve köken bakımından incelenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde de ifade edildiği gibi Şuf kozmopolit bir yapıya sahiptir ve Lübnan’daki pek çok kesime ait soyadı örneklerini çalışmada görmek mümkündür.

Bir sözcüğün ölçünlü dilden farklı yazılması “dil sapması” olarak tanımlanmaktadır. Lübnan Arapçasında Türkçe öge içeren soyadlarındaki Türkçe biçim birimlerin ölçünlü Türkçeden sapmalar yaşadığı çokça görülmektedir. Bunun nedenleri arasında; Arap alfabesinde Türkçedeki bazı harflerin yer almaması, Arapçada eklerin tek biçimli kullanılması, soyadlarının konuşma dilinden alınmış olması ve bu soyadlarını alanların Türkçenin ses özelliklerini iyi bilmemeleri sayılabilir.

ncelenen soyadlarında biçim yönünden Arapçada bulunmayan bazı sesler nedeniyle sistematik olarak p>b (Paşa>Başa), ç>ş (Çubukçu>Şubukci) değişikliği görülmektedir. Yine Arapçada ünlü uyumu olmaması nedeniyle ekler genellikle tek biçimli kullanılmaktadır. Soyadlarında yoğun biçimde kullanılan +CI eki, +ci (Tütünci) biçiminde ve +lI eki de +li (El Harbutli) biçiminde görülmektedir. Aynı soyadının farklı yazımlarıyla farklı soyadı olarak kullanıldığı da görülmektedir. “Katırcı” soyadı hem “kaf” ile hem de “kef” ile yazılmıştır. “Çavuş” soyadının “Şavuş” ve “Şaviş” biçimleri görülmektedir.

Bazı ortak sözcüklerin hangi dilden diğerine geçtiğini takip etmek zordur. “El Arnavud (االرناؤوط)” sözcüğü hem Türkiye Türkçesinde hem de Lübnan Arapçasında bir harf dışında aynı şekildedir. Sözcük, Türkçeden Arapçaya veya başka dil veya dillerden Türkiye Türkçesine hem de Lübnan Arapçasına geçmiş olabilir. Arnavut kökenli Şemseddin Sami’nin Kâmûs-ı Türkî’sinde sözcüğün Rumcadan Türkçeye geçtiği belirtilmiştir (Şemseddin Sami, 2004, s. 30). Bu bilgiden hareketle sözcüğün Arapçadan Türkçeye geçmediği bellidir fakat bir belgeye dayanmadan sözcüğün Türkçeden Arapçaya geçtiğini söylemek de mümkün değildir. «Antaki (انطاكي)”sözcüğünün “Antak” kısmı “Antakya” sözcüğünde geçmekte, mensubiyet i’si de Türkçede kullanılmaktadır. Bununla birlikte kök de ek de Türkçe kökenli değildir.« Usta (اوسطه)”sözcüğünün kökeni konusunda da farklı görüşler var. Farsça kökenli olduğu yanında Türkçeden Farsçaya geçtiği, Farsçadan da geri ödünçlendiği görüşü vardır. Bu tür ortak sözcükler/soyadları ve Arapça kökenli olduğu hâlde Türkçeye geçmiş, Türkçeleşmiş sözcükler ve kökeni üzerinde tartışmaların devam ettiği soyadları da çalışmaya dâhil edilmemiştir. Uzun araştırmalar yapmadan bazı sözcükleri çözmek zordur. «باجانيان “sözcüğü; “Bacanyan”, “Baçanyan” ve “Paçanyan” biçiminde olabilir. Soyadı olarak bunlardan hangisinin kullanıldığı bilinmediğinden yanlış bir çözümleme yapmamak adına bu tarz sözcükler çalışmaya alınmamıştır.

Soyadları telaffuz edilirken “+ci” eki “+ji” olarak يازجي Yazıci >Yaziji biçiminde telaffuz edilmektedir. Bazı “u” sesleri “o” şeklinde اورفلي Urfali > Orfali olarak telaffuz edilmektedir. El harfi tarifi “al” olarak الترك El Türk> Al Türk telaffuz edilebilmektedir. Bazı v harflerinin çift dudak v’si القهوجي El Kahveci >Al Kahwaji olarak telaffuz edilmektedir. Bahsi geçen ses olaylarının bir kısmı Lübnan’da yaşayan ve Türkçe konuşanlarda da görülmektedir. Mesela titreşimli, sürekli, çift dudak v’si; walla (vallahi), göw (gök), yâwuz (yavuz) gibi sözcüklerde görülmektedir (Aydemir, 2015, s. 67-68).

Türkiye’deki soyadlarıyla karşılaştırıldığında şu iki hususun ifade edilmesi gerekmektedir. Birincisi bu soyadlarından bazıları Türkiye’deki sistemli soyadı uygulamasından çok önce alınmıştır. Yedi yüzyıldır aynı soyadını kullanan ailelerden bahsedilmektedir. Bu durum doğal olarak bazı soyadlarının çok geniş bir nüfus tarafından kullanılması sonucunu doğurmaktadır. İkinci farklılık da daha çok aile adları ve yapılan mesleklerin soyadı olarak kullanıldığı söylenebilir.

Toplamda 138.900 soyadı incelenmiştir. Bu soyadları içerisinde tekrar sayısına bakılmaksızın en az bir biçim birimi Türkçe olan 162 soyadı tespit edilmiştir. Bu soyadları toplamda 417 birim ve biçim birimden oluşmaktadır. Bu birim ve biçim birimlerinden 286’sı (%68,58) Türkçe, 75’i (%17,98) Arapça, 36’sı (%8,63) Ermenice, 11’i (%2,66) Farsça, 5’i (%1,19) Rumca, 2’si (%0,47) Fransızca, 1’i (%0,23) İngilizce ve 1’i (%0,23) de Süryaniceden oluşmaktadır. Birden fazla dilden biçim birimi taşıyan sözcüklere bu yönüyle karma sözcük de denilebilir.

Soyadlarının 2’si basit, 139’u türemiş ve 21’i birleşik yapıdadır. İncelenen soyadlarında +ci eki 54, el takısı 28, +ciyan eki 23, +li eki 18 ve +yan ekinin 13 kez kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu verilerden hareketle denilebilir ki Şuf’taki Türkçe öge içeren soyadlarının yarıdan bir fazlası +ci veya +ciyan yapısı içeren meslek adıdır. Ayrıca +yan ve +ciyan ekinin genellikle Ermeni kökenli kişiler tarafından kullanıldığı bilgisinden hareketle, Şuf’ta Ermenilerin de belli oranda yaşadığı anlaşılmaktadır.

Türkçedeki sözcük ve eklerin Lübnan Arapçasında soyadı olarak kullanılmasını Johanson’un Türk dilinden yola çıkarak oluşturduğu kod kopyalaması modeli ile de açıklamak mümkündür. Johanson dillerin karşılıklı etkileşiminden yola çıkarak diller arasındaki ilişkinin yoğunluğu ve etkisine bağlı olarak bir dilden diğerine genel, seçilmiş ve karışık kopyalamalar yapıldığını belirtmiştir (Güzel, 2017). Şuf bölgesinde kullanılan Türkçe öge içeren soyadlarına bakıldığında hem bütün hâlinde bir sözcüğün hem seçilerek ekin hem de sözcük ve ekin soyadı olarak kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bahsi geçen kopyalamanın üç şekli de soyadlarında görülmektedir.

Türkçe konuşulmayan ülkelerdeki Türkçe soyadları, o ülkelerdeki Türkçe varlığıdır. Soyadları sadece soyadı olarak kalmamaktadır. Bu sözcükler farklı alanlarda da kullanılmaktadır. Bunlardan biri de tabela adlarıdır. Yine Türkiye dışındaki ülkelerde kullanılan Türkçe soyadları, o toplumlar tarafından bir şekilde bilindiği için yabancılara Türkçe öğretiminde ortak sözcüklerden yararlanma yöntemi çerçevesinde yararlanılacak sözcükler olarak değerlendirilebilir. Bunların yanında ortak soyadları, iki ülkeyi yakınlaştıran ortak değerler arasında sayılabilir.

Lübnan’daki yedi ayrı gruba ait 1.413 Türkçe soyadı ve Lübnan’a Girit’te yaşanan sorunlar nedeniyle yerleştirilen Girit muhacirlerine has 59 soyadı daha önce yapılan çalışmalarda incelenmiştir. Bu çalışmada da seçim bölgeleri esas alınarak Şuf yerleşim biriminde kullanılan ve en az bir Türkçe biçim birimi içeren 162 soyadı ele alınmıştır. Çalışmaların adım adım ilerleyerek Lübnan’da kullanılan tüm soyadlarının Türkçe açısından incelenmesine evrilmesi umulmaktadır.

Bir toplumda kullanılan soyadları o toplumun zihinsel ve ruhsal durumunu, aynı zamanda o soyadına karşı tutumunu da ifade etmektedir. Bu noktadan bakıldığında Şuf örneği göstermektedir ki Lübnan’da Türkçe veya Türkçe unsur taşıyan soyadları kişilerin kimliklerinin bir parçası olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Diğer bir deyişle Türkçe birim veya biçim birimi içeren soyadları, Türkçenin Lübnan Arapçasındaki söz varlığının bir bölümü olarak mevcudiyetini sürdürmektedir.

Kısaltmalar

GTS: Güncel Türkçe Sözlük
KAS: Kişi Adları Sözlüğü
KBS: Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü
KL: Kubbealtı Lugatı
Sür.: Süryanice
TDES: Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü
TTAS: Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

Kaynakça

Aksan, D. (2020). Her yönüyle dil (Ana çizgileriyle dilbilim) (C 3.). Türk Dil Kurumu.

Aydemir, Ö. K. (2015). Lübnan Türk ağızları. Nokta Yayınevi.

Baskakov, N. A. (1997). Türk kökenli Rus soyadları. (Ç. S. Kâzımoğlu, D.) Türk Dil Kurumu.

Boyraz, Ş. (1998). Lakaplar konusunda bazı dikkatler ve bir yöre örneği. Türklük Bilimi Araştırmaları, 7, 107-138.

Bozyiğit, A. E. (1995). Türk adbilimi bibliyografyası-Deneme. Kazan Ofset.

Bračkovıć, D. (2020). Türkçe kökenli Bosna Hersek soyadları (Tez No. 636406)[ Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü]. Yükseköğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi.

Calfat, N. N. (2018). The frailties of Lebanese democracy. Contexto Internacional , 40(2), 269-293.

Eren, H. (1999). Türk dilinin etimolojik sözlüğü (2 bs.). Türk Dil Kurumu.

Gülensoy, T. (2007). Türkiye Türkçesindeki Türkçe sözcüklerin köken bilgisi sözlüğü (C 1). Türk Dil Kurumu.

Gümüşsoy, E. (2008). 1860-1861 Cebel-i Lübnan İsyanı ve Osmanlı Devleti. Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, 12, 67-83.

Güzel, H. (2017). Dolgancadaki Moğolca biçimbirimler. Türkbilig, 34, 77-88.

İmer, K., Kocaman, A., ve Özsoy, A. (2011). Dilbilim sözlüğü. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.

Kalaycı, Ü. (2017). Onomastik açıdan Beyrut’ta Türkçe tabelalar. 3. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu, 63-80. Asos Yayınevi.

Kalaycı, Ü. (2019). Lübnan’da türkçe soyadları (Tez No. 562330) [Doktora Tezi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü]. Yükseköğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi.

Kalaycı, Ü. (2022). Yabancılara Türkçe öğretiminde ortak sözcüklerden yararlanma: Lübnan Arapçasında Türkçe. ZfWT, 14(3), 75-90.

Kanadıkırık, A. (2019). The bibliography essay of Turkish personal names. Journal of Strategic Research in Social Science, 5(1), 57-90.

Keleş, D. (1996). Türk adbilimi bibliyografyası. (Tez No. 52901) [Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü]. Yükseköğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi.

Korkmaz, Z. (1992). Gramer terimleri sözlüğü. Türk Dil Kurumu.

Korkmaz, Z. (2009). Türkiye türkçesi grameri şekil bilgisi. Türk Dil Kurumu.

Lübnan Enformasyon Bakanlığı. (2016). Shuf seçim bölgesi seçmen kayıtları.

Orha, Z. (2017). Beyrut vilayetinde Osmanlı idaresi (1887-1909) (Tez No. 482227). [Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü]. Yükseköğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi.

Sakaoğlu, S. (2001). Türk ad bilimi 1-giriş. Türk Dil Kurumu.

Sami, Ş. (2004). Kâmûs-ı Türkî (13 bs.). Çağrı Yayınları.

Şahin, İ. (2021). Adbilim. Pegem Akademi.

Türk Dil Kurumu. (2024, 01, 20). Kişi adları sözlüğü. www.tdk.gov.tr: https:// sozluk.gov.tr/

Türk Dil Kurumu. (2022, 12, 16 ). Güncel Türkçe sözlük. sozluk.gov.tr: https:// sozluk.gov.tr/

Türk Dil Kurumu. (2023). Güncel Türkçe sözlük. Türk Dil Kurumu.

Tuğluk, M. E. (2022). Türkçe soyadları üzerine yapılan çalışmalara toplu bir bakış. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 30, 366-380.

Vardar, B., Güz, N., Öztokat, E., Rifat, M., Senemoğlu, O. ve Sözer, E. (1980). Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü. Türk Dil Kurumu.

Yançev, M. M. (2007). Bulgarcada Türkçe kökenli soyadları. Belleten, 55(1), 165- 172.

Makalenin Künyesi: Kalaycı, Ü. (2024). Lübnan’da Türkçe soyadları: Şuf (Chouf) örneği. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, 58, 81-114.

Etik Komite Onayı

Araştırmada etik kurul iznine gerek yoktur.

Çıkar Çatışması

Yazar, çıkar çatışması olmadığını beyan eder.

Finansman

Araştırma için herhangi bir mali destek alınmadı.

Şekil ve Tablolar