Salih Köse

Anahtar Kelimeler: Eski Türkçe, Orta Türkçe, kıyafet adları, metonimi, ad aktarması

Özet

Nesneleri, kavramları, olayları ya da durumları adlandırmanın temelde iki yolu vardır. Bunlardan birincisi alıntı sözcükler kullanmak, diğeri ise dilde var olan sözcükleri kullanmaktır. Dilde var olan sözcükler; türetme, birleştirme ya da o sözcüklere yeni anlamlar yükleme yollarıyla herhangi bir varlığa ad olabilir. Sözcüklere yeni anlamlar yükleme söz konusu olduğunda ad aktarması ve deyim aktarması kavramları karşımıza çıkmaktadır. Türkiye dilcilik geleneğinde adaktarımı, düzdeğişmece, mecaz-ı mürsel, mürsel mecaz ya da metonimi terimleri ile karşılanan ad aktarması, "anlatılmak istenen kavram kullanılmadan, ilgili olduğu başka bir kavram aracılığıyla anlatılması" şeklinde tanımlanmaktadır. Türk dilinin söz varlığında aktarmaya dayalı hatırı sayılır miktarda adlandırma görülmektedir. Türkiye Türkçesinde bir organ adı olan boyun sözcüğünün "elbise yakası" anlamında kullanılması, Beştepe yer adının "Cumhurbaşkanlığı makamı" anlamında kullanılması akla gelen ilk örneklerdendir. Bu kapsamda kıyafet adlarında da önemli miktarda ad aktarması olayı görülmektedir. Türk dilinin değişik dönemlerinde kullanılan kıyafet adları leksik-semantik açıdan değerlendirildiğinde, bunların önemli bir kısmında ad aktarmasının etkili olduğu görülmektedir. Makalemizin konusunu, Eski ve Orta Türkçe dönemi metinlerindeki ad aktarmasına dayalı kıyafet adları oluşturmaktadır. Çalışmamız kapsamında Eski ve Orta Türkçe dönemlerine ait, içlerinde edebî ve öğretici nitelikte yazılmış metinlerle sözlükler bulunan yirmi dört metin taranmış; tarama sonucunda 41 kıyafet adında ad aktarması olayının etkili olduğu; aktarmanın gerçekleşmesinde kumaş-kıyafet, malzeme-ürün, nitelik-nesne, eylem-nesne, işlev-nesne ve parça-bütün ilgilerinin etkili olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.