Fatih Şayhan

Anahtar Kelimeler: Mitsel evren algısı, doğa, destan kahramanı, erginlenme, tinsel doğuş/kimlik, bütünleşme süreci

Özet

Mitik yaşam; insanın, bulunduğu çevre ve doğa unsurları ile arasında kurduğu ilişkilerin tek taraflı ve yıkıcı/yok edici olmasının önüne geçerek karşılıklı ve koruyucu nitelikleri vasıtasıyla ilişkiyi düzenler. Yaratılış sonrası süreçte içerisinde bulunduğu doğanın neredeyse tüm ögeleri ile yaşama tutunma yolunda büyük bir çatışmaya giren insan, kendisine giderek daha da genişleyen yaşamsal bir varlık alanı yaratmanın yollarını aramıştır. Varlık alanlarının kurulumu yolunda, mitsel anlatı geleneğinin dünyadaki ilk görüntü düzeyi, -anlama yetisi üzerine kurulu- insanın doğaya kendi iradesini/arzusunu kabul ettirme çabasını içerir. Mitleri içeren destanlarda da kahramanların, doğa ile ilişkilerinde ilk olarak -çatışma merkezli- doğayı özümseme, daha sonra ise doğaya hükmedebilme ve doğayı yönlendirebilme yolunda mitsel bir erginle(n)me sürecinden geçirildiği görülür. Karşılıklı saygı ekseninde özümsenen doğa ve doğanın unsurları; insanoğlu için sonsuzluğa açılan bütüncül yaşam olanakları ile var oluş gömüsü olur. Kahramanlar, doğanın erginleyici gücü ile eğitilir ve farkındalık düzeyleri yoğunlaştırılır. Bu aşama, kahramanların adlarını aldığı ve tinsel doğuşlarını sağladığı toplumsal kimliğe geçiş aşamasıdır. Doğanın var eden güçleri ve kendileri ile birlikte var olan "ötelerin eriştirici ve dönüştürücü gücü" "at"ları ile sınavlar yolunda kozmik evrenin sınırlarını zorlar. Bütünleşilen doğa da -mitsel boyutu ile- anlatılarda kahramanları koruyan, kollayan, gözeten ve olgunlaştıran "yüce ana" düzleminde sunulur. Bu çalışmada, Altay Türklerine ait destanlarda destan kahramanlarının doğanın var eden yaşam enerjisi ile bütünleşme süreci sistematik bir düzlemde incelenmiştir.