Sadettin ÖZÇELİK

Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalı

Anahtar Kelimeler: Kutadgu Bilig, Kutadgu Bilig indeksi, indeks, düzeltme teklifleri

Kutadgu Bilig, Türk Dilinin en önemli kaynaklarından biridir. Kutadgu Bilig’in sonuna sonradan eklenmiş olan biri mensur, biri manzum iki mukaddime ve bazı beyitlerde geçen bilgilere göre Yûsuf Has Hâcib’in 1019 yılında Balasagun’da doğmuş ve eserini de burada yazmış olduğu bilinmektedir.

Kutadgu Bilig hayatın anlamı, yönetim incelikleri, yöneticinin ödevleri vb. konularda ders veren bir kitaptır. Eserde, devletin ve kişinin hayatı ile bunların haklarının adaletle korunması, düzenlenmesi vb. konular üzerinde durulur.

Manzum mesnevi olarak yazılmış olan Kutadgu Bilig’in bilinen üç nüshası bulunmaktadır. Eser, “feûlün feûlün feûlün feûl” vezninde yazılmıştır. Eser, seçilmiş olan yarı hikâye yarı temsil tarzda konuşmaların, canlı tasvirlerin ve diyalogların yer aldığı sahneler üzerine kurulmuştur. Eserde dört esası temsil eden dört kahraman geçer. Hakan Kün Togdı doğru kanunu, vezir Ay Toldı mutluluğu, vezirin oğlu Ögdülmiş aklı, Odgurmış ise hayatın sonunu temsil eder.

R. Rahmeti Arat, eldeki üç nüshayı karşılaştırarak Kutadgu Bilig metnini hazırlamış (1947) ve ayrıca kitabın dil içi çevirisini yayımlamıştır (1959). Ancak Arat, eserin indeksinin hazırlanması aşamasında vefat etmiştir. Arat’ın vefatından sonra vasiyeti doğrultusunda eserleri İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsüne verilir. Enstitü, Arat’ın indeks için hazırlamış olduğu fişleri, kitap olarak hazırlanması için Üniversite’nin Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne gönderir. Fişler, indeks hazırlanması için Muharrem Ergin’in yönlendirmesiyle beş öğrenciye mezuniyet tezi olarak verilir. Öğrenci tezleri Kemal Eraslan, O. Fikri Sertkaya ve Nuri Yüce tarafından denetlenerek yayıma hazırlanır ve Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından kitap hâlinde basılır (1979).

Hazırlanmış olan bu indekste önemli birtakım teknik sorunlar ve karışıklıklar bulunuyor. Bu konuya farklı makale ve bildirilerde de dikkat çekilmiştir. Kısacası Kutadgu Bilig’in söz varlığının eserde geçen deyimleri de yansıtabilecek biçimde tam bir dizininin hazırlanamamış olması, önemli bir eksiklik olarak durmaktadır. Ayrıca Kutadgu Bilig metninin okunuşu veya anlaşılması ile ilgili düzeltme teklifleri de yayımlanmıştır.

Düzeltme Teklifleri

Aşağıda Kutadgu Bilig üzerindeki bazı okumalara düzeltme tekliflerinin yanı sıra indekste madde başı yapılmış olan kelimeler, söz konusu kelimelere verilmiş olan anlamlar ve deyimler ile ilgili sorunlar üzerinde durulmaktadır:

açıt- acıtmak, incitmek, ekşitmek.

İndekste yukarıdaki başlık altında üç tanık (0770, 2579, 6543) gösterilmiştir. Tanıklardan aşağıdaki 2579 için dizinde verilmiş olan “incitmek” anlamı uygundur ancak bunun yanına aşağıda da görüldüğü gibi -Arat’ın 6543. beyti aktarırken vermiş olduğu- “canını yakmak” anlamının eklenmesi uygun olacaktır:

Aşağıdaki beyitte geçen yüz açıt- deyimi ise “yüzünü ekşitmek” anlamında kullanılmıştır:

Nitekim A. B. Ercilasun, bu beyitteki yüz açıt- deyimini -Arat’ın aktarma şekline uygun olarak- “yüz buruşturmak” şeklinde anlamıştır (Ercilasun, 1984, s. 78).

egin sırt → egin kötür-:

İndekste egin kelimesi için “sırt” anlamı verilmiş, başlık altındaki ikinci satırda bunun kötür- fiili ile birlikte kullanılmış olduğu belirtilmiş ve anlam verilmeksizin aşağıdaki beyitler tanık gösterilmiştir. Ayrıca tanık gösterilmiş olan bu beyitlerde egin kötür- deyiminin anlamı ile ilgili düzeltmeler yapmak gerekir. Alt başlık olarak işlenmesi gereken söz konusu deyimin anlamları şöyledir:

1. Göğsü kabarmak, belini doğrultmak.

Z. Önler, bu beyit ile 5214. beyti tanık göstererek deyime “göğsü kabarmak, belini doğrultmak” anlamlarını vermiştir (Önler, 1999, s. 132). Bir başka araştırmada ise beyit “That servant who takes on himself him master’s burdens and headaches thus opens for his master the road to his desires”[2] (Dankoff, 1983, s. 101) şeklinde anlaşılmıştır. Önler’in verdiği anlam, yukarıdaki beyit için doğrudur. Ancak aşağıda da görüleceği gibi deyim 5214, 1534 ve 5326. beyitlerde “kibirlenmek, gururlanmak” anlamında kullanılmıştır.

2. mec. gün ışımak, aydınlanmak.

Arat, yukarıda da görüldüğü gibi beyitteki eğin kötür- deyimini aktarma şekline yansıtmamıştır. Bu beyitte deyimle anlatılmak istenen konu, günün gökyüzünde yükselmesi veya ışımasıdır. Nitekim R. Dankoff, bu beyti “Finally the sky töre his black shroud, baring his chest revealing his bright face.” (Dankoff, 1983, s. 201) [3] şeklinde çevirmiştir.

3. mec. Kibirlenmek, gururlanmak.

Bir çalışmada söz konusu deyim, yukarıdakilerden yalnızca 1534. beyitte tespit edilmiştir[4] (Hacıeminoğlu, 2008, s. 179). Arat’ın yukarıdaki 2 ve 3. başlık altındaki beyitleri aktarma şekli de yapılan düzeltme teklifini destekler (bk. Arat, 1988, s. 143, 119, 316, 383). Nitekim R. Dankoff da söz konusu beyitleri şöyle tercüme etmiştir:

“Seeing that he is so frail, how does he raise his shoulders so haughtily?”[5] (Dankof, 1983, s. 89), “You who pride yourself on pomp and say, ‘What treasures and troops have I’“[6] (Dankof, 1983, s. 209), “Raise not your shoulders, nor puff your chest / In pride of princely station.”[7] (Dankof, 1983, s. 213).

hayl (Ar.) takım, zümre, topluluk → ḫayl başı:

ḫil (Ar. ḫayl) takım → 1. ḫil (< Ar. ḫayl) takım, 2. ḫil başı: Komutan, takım komutanı.

İndekste yukarıda gösterildiği gibi işlenmiş olan iki madde başı, aynı kelimeyi gösterdiği hâlde birbirine gönderme yapılmamıştır. Arapça olan bu kelimenin, Kutadgu Bilig’de ḫayl (2323) ve ḫil (0652, 2537, 2539, 2559, 4064, 4139) okunacak şekilde yazıldığı ve Arat tarafından metindeki yazılışına uygun olarak iki şekilde okunmuş olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle kelimenin indekste ḫayl altında da işlenmesi doğru fakat ḫil kelimesine gönderme yapılmamış olması yanlış olmuştur. Ayrıca kelimenin başka örnekleri, farklı birleşikler içerisinde kullanılmış olduğundan farklı başlıklar altında gösterilmesi gerekirdi. Söz konusu kelimenin örnekleri ve içinde geçtiği birleşikler konusundaki düzeltme tekliflerim şöyledir:

1. ḫayl başı, ḫil başı: Komutan, takım komutanı.

Yukarıda da görüldüğü gibi Arat’ın bu beyitlerdeki ḫayl başı’nı “kumandan” (1988, s. 173), ḫil başı’nı “takım-başı” (Arat, 1988, s. 58, 295) şeklinde aktarmış olması, tamlamayı “takım komutanı” şeklinde anladığını gösteriyor.

2. ḫil: Takım (Askerî terim olarak).

Aşağıdaki beyitlerde geçen ḫil kelimesini ise Arat’ın göstermiş olduğu aktarma şekillerine göre de askerî terim olarak “takım” şeklinde anlamak gerekir:

il → el bėr-: Yararlı olmak, yardımcı olmak.

1439 keçürmiş tiriglik tüpi boldı yėl
bu kalmış tiriglik neçe bėrge el

1454 bu kaç neng küdezgil küdezildi ėl
uzun turġa beglik sanga bėrge el

R. Rahmeti Arat, yukarıdaki beyitlerin sonunda geçen kelimeyi il şeklinde okumuştur. Nitekim bu örnekler, indekste de il başlığı altında gösterilmiş ve “il, memleket, ülke, halk, saltanat” (s. 191) anlamları verilmiştir. Ancak bu anlam Arat’ın yukarıdaki beyitleri aktarma şekli ile bağdaşmıyor/örtüşmüyor:

“1439: Geçirdiğin hayat, rüzgâr ve tipi gibi geçti; kalan hayatın daha ne kadar saltanat temin eder. 1454: Bu birkaç şeye dikkat edersen memleket gözetilmiş olur; saltanat uzun sürer ve sana sulh ve sükûn temin eder” (Arat, 1988, s. 112, 113). R. Dankoff da söz konusu beyitleri benzer şekilde çevirmiştir:

“The life you have spent has passed like the wind; how much longerwill the life that is left provide you an opportunty?”[8] (Dankoff, 1983, s. 86), “If you guard against these few things, then the realm will be protected”[9] (Dankoff, 1983, s. 87).

Yukarıda ifade edilen durum, indeksi hazırlayanların dikkatinden kaçmıştır. Kanaatimizce yukarıdaki beyitlerde tiriglik “hayat” ve beglik “beylik, yöneticilik” vasıflarının geçiciliği üzerinde durulmuş ve bunların bitmesi sonrasında kişiye bir yararı kalmayacağı vurgulanmak istenmiştir. Yani bağlama göre “yararlı olmak, yardımcı olmak” anlamındaki el bėr- “el vermek” deyiminin örnekleri ile karşı karşıyayız. Nitekim Tarama Sözlüğü 1450’de el vermek deyimi için “Yardım etmek, fırsat vermek, husul bulmak.” anlamları verilmiş olup tanıklardan biri Veyse ve Ramin mesnevisinden alınmış olan şu beyittir: “Gerekmez bir nefes kalbinde gaflet / Ki tâ el vere candan işbu devlet” (Tarama Sözlüğü, s. 1451).

inçlik huzur.

İndekste inçlik kelimesinin bütün örnekleri için “huzur” anlamı verilmiştir. Ancak bağlam dikkate alındığında söz konusu başlık konusunda iki düzeltme yapmak gerektiği anlaşılıyor: Şu beyitlerde inçlik bul- ve inçlik yėmek deyimleri “huzur bulmak, rahat etmek” anlamında kullanılmıştır:

1. inçlik bulmak, inçlik yėmek: Huzur bulmak, rahat etmek.

A. B. Ercilasun, inçlik bul- deyimi için “huzur içinde yaşamak” anlamını vererek yalnızca 2144. beyite göndermede bulunmuştur (Ercilasun, 1984, s. 67). Ayrıca teklif edilen bu anlam, yukarıda da görüldüğü gibi Arat’ın bu beyitleri aktarma şekli ile örtüşmektedir (Arat, 1988, s. 161, 161, 396, 400).

2. inçlik bulmak: Fırsat bulmak.

Yukarıda dikkat çekilmiş olan inçlik bul- deyimindeki kelimeler, indekste birbirinden bağımsız olarak işlenmiştir. Ancak yukarıda da görüldüğü gibi Arat, bu deyimi “fırsat bulmak” şeklinde anlamıştır (Arat, 1988, s. 242). R. Dankoff’un çevirisi ise şöyledir: “It has been long since I saw you last, but I have not found the time to visit.”[10] (Dankoff, 1983, s. 148). Yani beyitteki söz konusu deyim, “fırsat bulmak” anlamındadır.

kâl yaşlı adam, yaşlılık → kâl kal-: Cahil kalmak, gafil olmak.

4636 negü tėr eşit emdi kökçin sakal
uka bar munı sen turu kalma kâl

S. Tezcan yukarıdaki beyit üzerinde durarak indekste kâl için verilmiş olan “yaşlı adam, yaşlılık” anlamının Arat’ın çevirisine dayandığını ve bunun doğru anlam olmadığını söylemiş, kelimenin “deli” şeklinde anlaşılması gerektiğini öne sürmüştür (Tezcan, 1981, s. 45). Arat’ın çevirisi “İmdi ak-sakal ne der, dinle; bunu anlamağa çalış ve ihtiyarladığında şaşırma.” şeklindedir (Arat, 1988, s. 335).

Tezcan, Arat’ın aktarma şekli ile kâl kelimesi için indekste verilmiş olan anlama itiraz etme konusunda haklıdır ancak kendisinin teklif ettiği “deli” anlamı da bağlama uygun düşmüyor. Bağlamı daha iyi anlayabilmek için bu kelimenin geçtiği beyti, öncesindeki iki beyit, sonrasındaki bir beyit (4634-4637) ve Arat’ın yaptığı aktarmalar ile bir arada görelim:

Kutadgu Bilig’in bu bölümünde Ögdülmiş, Odgurmış’a ziyafet adabı, sağlıklı hayat, sağlıklı beslenme konularında bilgi vermektedir. Yukarıdaki beyitlerde işlenen konu ise kişinin kendi bünyesine uygun şekilde beslenmesi gerektiği anlatılmaktadır. Beyitlerde de görüldüğü gibi üzerinde durmuş olduğumuz ibarenin “ihtiyarladığında şaşırma” şeklinde aktarılmış olması, bağlama uygun düşmüyor. Söz konusu deyimde geçen Farsça kâl, “olgunlaşmamış meyve” = “Unripe fruit” (Steingass, s. 1007) anlamında dır. Yusuf Has Hacip, 4636. beyitte konuyu kökçin sakal “ak sakallı” >< kâl “olgunlaşmamış, çiğ” arasında, “olgunluk” kavramı etrafında bir tezat üzerine kurmuş, bu çerçevede insanın gaflet ve cehalet içerisinde kalmasının kötü sonucunu anlatmak istemiştir. Buna göre yukarıdaki beyitte kâl kal- deyimi, “cahil kalmak, gafil olmak” anlamında kullanılmış olmalıdır.

keçiş geçme → keçiş 1. Vazgeçmek (3665), 2. Kurtulmak, kurtuluş (6076).

İndekste yukarıdaki başlık altında iki tanık (3665, 6076) verilmiştir. Ancak bu başlık altında verilmiş olan “geçme” anlamı, gösterilmiş olan iki tanık için de bağlama uygun düşmüyor. Tanık gösterilmiş olan beyitler ile Arat’ın beyitleri aktarma şekli şöyledir:

Yukarıda da görüldüğü gibi bağlam ve Arat’ın aktarma şekline göre keçiş kelimesi için uygun olan anlam ilk beyitte “vazgeçmek”, ikincisinde ise “kurtulmak, kurtuluş” şeklinde olmalıdır.

köküz ker-: Kibirlenmek, gururlanmak.

İndekste kögüz ve ker- kelimelerinin bütün örnekleri iki ayrı başlık altında işlenmiş, bunlar için “göğüs” ve “germek, kabartmak” anlamları verilmiştir. Ancak köküz maddesi altında tanık gösterilmiş olan aşağıdaki beyitlerde köküz ker- deyimi “gururlanmak, kibirlenmek” anlamında kullanılmıştır. Bu nedenle deyimin indekste alt başlık olarak işlenmesi gerekirdi. Ayrıca aşağıda da görüldüğü gibi ker- fiilinin bütün örnekleri sadece bu beyitlerde geçenler olup Arat’ın aktarma şekli de teklif edilen anlamı destekler:

Ercilasun, söz konusu deyim için “göğüs kabartmak, şişinmek” şeklinde anlam vermiş ve yukarıdakilerden yalnızca 1535. beyti tanık göstermiştir (Ercilasun, 1984, s. 78). Önler ise deyimi “gururlanmak, kibirlenmek” şeklinde anlamış ve yukarıdaki beyitlerden üçünü (1535, 5211, 5215) tanık göstermiştir (Önler, 1999, s. 146-147).

köngül kötür-:

ndekste köngül ve kötür- kelimelerinin bütün örnekleri iki ayrı başlık altında işlenmiş, bunlar için “gönül, yürek, anlayış” ve “götürmek, kaldırmak, yükseltmek, yok etmek” anlamları verilmiştir. Ancak indekste köngül kötür- deyiminin bir alt başlık olarak şu anlamlarda işlenmesi gerekirdi.

1. Kibirlenmek, gururlanmak.

Yukarıda da görüldüğü gibi Arat’ın söz konusu beyitleri aktarma şekli (Arat, 1988, s. 108, 296, 376, 382), deyim için teklif edilen anlamı destekler. Z. Önler, deyime aynı anlamı vermiş ve yukarıdaki beyitlerden yalnızca ilk ikisini tanık göstermiştir (Önler, 1999, s. 151).

2. Gönlünden çıkarmak, vazgeçmek.

Arat, söz konusu deyimi aşağıdaki beyitlerde “gönlünden çıkarmak, vazgeçmek” şeklinde anlamıştır:

Z. Önler de deyime aynı anlamı vermiş ve yukarıdaki beyitlerden ilk ikisini tanık göstermiştir (Önler, 1999, s. 151).

kutı kur ba-: Talihî kuşak kuşanmak, kut kurın ba-: Talih kuşağını kuşanmak: Talih yüzüne gülmek, talihi yâr olmak, talihi yaver gitmek.

0579 ilig aydı ünde manga kirsüni
köreyin anı men meni körsüni

0580 hâcib çıktı aydı ay ay toldı tur
tapuġka körüngil kutung bakur

Yukarıdaki ikinci beytin ikinci dizesinde kutı kur ba- “talih yüzüne gülmek, talih yâr olmak, talihi yaver gitmek” deyimi indekste gösterilmemiş ve kelimeler ayrı başlıklar altında işlenmiştir. Söz konusu deyimin anlamını bağlam ile desteklemek için bir özet yapmak ve bunu bir önceki beyit ile ilişkilendirmek gerekiyor. Ay Toldı, hükümdarın huzuruna çıkmak üzere gelmiştir. Yukarıda da görüldüğü gibi 0579. beyitte hükümdar, Hâcib’e seslenerek kendisiyle görüşmek üzere gelmiş olan Ay Toldı’yı huzuruna almasını istemiştir. Üzerinde durduğumuz 0580. beyitte ise hükümdarın bu emrini alan Hâcib, dışarı çıkarak Ay Toldı’ya şöyle sesleniyor: “Ay Toldı, kalk huzura gir; talih yüzüne güldü”. Nitekim Arat da Hâcib’in bu sözlerini “ey Ay-Toldı, buyur hükümdarın huzuruna gir; artık tâlihin yâver oldu” (Arat, 1988, s. 52) şeklinde aktarmıştır. Aynı deyim, aşağıdaki beyitlerde de geçer:

Z. Önler, buradaki deyimi 0542, 1605 beyitlerde geçen kur ba- “bir şeyi kararlaştırmak, kesinleştirmek, kolları sıvamak” deyimi ile bir arada tanık göstermiştir (Önler, 1999, s. 151). Ancak -yukarıda da görüldüğü gibi- 4142. beyitte kur ba- değil, kutı kur ba- birleşiği kullanılmıştır. Nitekim Ercilasun da kutı kur ba- deyimini “talihi kemer bağlamak, talihi açılmak” (Ercilasun, 1984, s. 81) şeklinde anlamıştır.

Aşağıdaki beyitlerde geçen kut kurı ba- ve devlet kur ba- deyimleri de “saadet kuşağını kuşanmak, talih yüzüne gülmek” anlamında kullanılmıştır:

Ercilasun da 1588. beyitte geçen devlet kur ba- deyimini “talihi açılmak” (Ercilasun, 1984, s. 79) şeklinde anlamıştır. Şu beyitlerde geçen kur ba- deyimi ise “bir işe gönülden sarılmak” anlamında kullanılmıştır:

kün ay güneş ay → kün ay yarut-: Talihi açılmak, talihi yaver gitmek.

1254 kiming kılkı edgü kılınçı ongay
tilek buldı barça yarutkün ay

R. Rahmeti Arat, yukarıdaki beyti “Kimin tavrı iyi ve hareketi uslu başlı olursa o bütün dileklerine kavuşur, güneşi ve ayı parlak olur.” (Arat, 1988, s. 100) şeklinde aktarmıştır. İndekste muhtemelen Arat’ın aktarma şekline dayanarak bu kelimelere “güneş” ve “ay” (bk. Arat, 1979, s. 300, 38) şeklinde anlam verilmiştir. Z. Önler ise deyimi “geleceğini güvence altına almak, mutluluğa ermek” (Önler, 1998, s. 165) şeklinde anlamıştır. Ancak bu beyitte geçen kün ay yarut- birleşiğinin “talihi açılmak, talihi yaver gitmek” anlamında kullanılmış olduğu açıktır.

ölü → ulu (< ul-u), ul-: Yıpranmak, parçalanmak, dağılmak.

1351 atım erdi ay toldı kılkım tolu
ėrildi toluluk tüker öz ölü → ulu

R. Rahmeti Arat, yukarıdaki beyti “Adım Ay-Toldı, tavır ve hareketlerim dolunay şeklinde idi; bu dolunluk eksildi, varlığım ölümle bitiyor.” (Arat, 1988, s. 107) şeklinde aktarmıştır. Arat’ın beyit sonundaki kelimeyi ölü şeklinde okuması, yanlış olmuştur. Yanlış okuma, yuvarlak ünlülü Türkçe kelimelerin Arap harfleri ile yazım şeklinin aynı olmasından kaynaklanmıştır. Söz konusu kelime, ulu şeklinde okunmalı ve ulu (< ul-u) “ul-: eksilmek, dağılmak” şeklinde anlaşılmalıdır. Buna göre beyit sonundaki öz ulu ibaresinin anlamı, “… varlığım eksilerek bitiyor.” şeklinde olmalıdır.

Nitekim şu beyitlerde de ul- geçer:

Arat, bu beyitlerde fiili “ul-: eksilmek, çözülmek, dağılmak” şeklinde okuyup anlamış (Arat, 1988, s. 155, 169, 460) ve indekste ul- fiili için “eskimek, dağılmak” (Arat, 1979, s. 492) anlamı verilmiştir. Bu durum da okuma teklifini destekler.

tutuġ esir, rehin.

İndekste tutuġ kelimesinin anlamı doğru olarak “esir, rehin” şeklinde verilmiş ve bunun için dört beyit (1211, 3047, 4180, 4717) tanık gösterilmiştir. Ancak bu madde ile ilgili olarak iki düzeltme yapmak gerekiyor:

1. İndekste gösterilmemiş olan şu beyit, beşinci tanık olarak eklenmelidir:

0554 sen az iwme işler ödinge tutuġ
ödi kelse açlur bu beklig kapuġ

2. İndekste tanık olarak gösterilmiş 4717. beyitte ise tutuġ bol- deyimi bulunmaktadır. Arat’ın bu beyitteki aktarma şekline göre (Arat, 1988, s. 341) tutuġ bol- deyimi, “tutsak olmak” şeklinde anlaşılmalı ve alt başlık olarak işlenmelidir:

tutuġlı: “Avcı (kuş)”

Kutadgu Bilig’de geçen tutuġlı örneklerinin indekste tut- maddesi altında “t. -uġ B35, B40, 2054, 2142, 2676, 4333, 4714” (Arat 1979, s. 473) şeklinde işlenmesi yanlış olmuştur. Kelimenin bir madde başı olarak işlenmesi gerekirdi. Ayrıca kelime tek başına yalnızca aşağıdaki beyitte geçer:

Yukarıda görüldüğü gibi Arat, beyti Türkiye Türkçesine aktarırken tutuġlı kelimesinin karşılığını vermekten kaçınmıştır (Arat, 1988, s. 155). Kanaatimce bu beyitte geçen tutuġlı ürüng kuş’u “avcı akdoğan” olarak anlamak gerekir.

Söz konusu kelimenin diğer örnekleri ise birleşik yapılar içerisinde kullanılmıştır. Aşağıda bu yapıları ve anlamlarını görelim:

1. mülk tutuġlı, ėl tutuġlı: Yönetici, hükümdar, bey.

Aşağıdaki beyitlerde tutuġlı kelimesi, mülk tutuġlı, ėl tutuġlı “yönetici, hükümdar, bey” anlamında kullanılmıştır:

Arat’ın yukarıdaki beyitleri aktarma şekli de teklif edilen anlamları destekliyor (bk. Arat 1988, s. 14, 14, 161, 341).

2. iç söz tutuġlı: Ağzı sıkı, sır saklayan.

Kutadgu Bilig’de yalnızca 2676’da geçen iç söz tutuġlı deyimi “ağzı sıkı, sır saklayan” anlamında kullanılmıştır. Çünkü deyimdeki iç söz ‘sır’ anlamındadır (bk. Özçelik 2019, s. 970). Bağlamın daha iyi anlaşılması için bu beyti bir önceki beyit ile birlikte görmek yararlı olacaktır:

3. tilin bek tutuġlı: Ağzı sıkı, sır saklayan.

Arat’ın yukarıdaki beyti aktarma şekli de teklif edilen anlamı destekler (bk. Arat 1988, s. 313).

tügük: çatık → tügük 1. çatık (kaş), 2. asık (yüz), 3. üzgün, kederli.

İndekste tügük başlığı altında gösterilen yedi örnek için “çatık” anlamı verilmiştir. Ancak bu anlam, bir beyit (0816) dışında bağlama uygun düşmüyor. Kelime, metinde şu anlamlarda kullanılmıştır:

1. tügük: Üzgün, kederli.

Yukarıda da görüldüğü gibi Arat’ın beyitleri aktarma şekli de anlamla ilgili teklifi destekler (Arat, 1988, s. 91, 121, 443, 474).

2. tügük kaş: Çatık kaş.

Arat’ın bu beyti aktarma şekli de anlamla ilgili teklifi destekliyor (bk. Arat 1988, s. 69).

3. tügük yüz: Asık yüz, asık sürat.

Arat’ın yukarıdaki beyitleri aktarma şekli de anlamla ilgili bu teklifi destekliyor (bk. Arat 1988, s. 156, 191).

tügül- düğümlenmek → 1. tügül-: mec. Kırılmak, gücenmek.
2. ögi tügül-: Aklı karışmak, kafası karışmak

Bir makalede indekste tügül- düğümlenmek başlığı altında gösterilmiş olan üç tanığın (0795, 5064, 5860) yüz tügül- “yüzü asılmak” (Özçelik, 2019, s. 972) şeklinde işlenmesi ve anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Aynı başlık altında gösterilmiş olan diğer tanıkların anlamları konusunda Arat’ın aşağıdaki aktarmaları ışığında ayrıca başka düzeltmeler yapılması gerekiyor. Aşağıdaki ilk başlık altında geçen örneklerde tügül- fiili, mecaz yollu “kırılmak, gücenmek” anlamında, ikinci başlık altındaki ögi tügül-deyimi “aklı karışmak, kafası karışmak” anlamında kullanılmıştır:

1. tügül-: mec. Kırılmak, gücenmek.

2. ögi tügül-: Aklı karışmak, kafası karışmak.

Z. Önler, bu deyimi “akıl erdirememek, aklı takılmak” (Önler, 1998, s. 169) şeklinde anlamıştır.

tügün düğün → tögün ur-: dağlamak.

1084 bayat edgü kılġay bu söz sözleme
tögün urma otun mening könglüme

Arat, yukarıdaki ikinci dizenin başında geçen tögün kelimesini tügün şeklinde okumuş ve indeksi hazırlayanlar da bundan hareketle kelimeyi tügün “düğün” maddesi altında işlemiştir.

Ö. Tabaklar, bu kelimenin Arat tarafından hep mecaz olarak “düğüm” şeklinde aktarılmış olduğunu ve indekste de bu anlamın verilmesi gerektiğini belirtmiştir (2011, s. 491). Ancak bu düzeltmeye bir düzeltme/ekleme yapmak gerekiyor. Çünkü söz konusu başlık altında tanık olarak gösterilmiş olan 1084. beyitte bir yanlış okuma söz konusudur. Beyitteki yanlış okuma, yuvarlak ünlülü Türkçe iki kelimenin Arap harfleri ile yazım şeklinin aynı olmasından kaynaklanmıştır. Bağlama göre bu beyitteki doğru okuma ve anlam tögün ur- “dağlamak” şeklinde olmalıdır. Nitekim Arat’ın bu beyti aktarma şekli de teklif edilen anlamı doğruluyor:

“İnşallah Tanrı seni iyi edecektir; böyle sözler ile yüreğimi dağlama” (Arat, 1988, s. 89).

Söz konusu tügün maddesi altında gösterilmiş olan diğer tanıklar[11] -Ö. Tabaklar’ın belirttiği gibi- mecaz olarak “düğüm” (Tabaklar, 2009, s. 491) anlamındadır.

tüp dip, esas → 1. tüpi: Tipi, 2. tüpi yėl: Tipi, kar fırtınası.

İndekste “tüp dip, esas” başlığının “t.-i” alt başlığı altında, tüpi ve tüpi yėl örneklerinin tanık olarak gösterilmesi yanlış olmuştur. Çünkü bu başlık altında tanık olarak gösterilmiş olan beyitlerde farklı kelime, yapı ve anlamlar söz konusudur. Başlık altında gösterilmiş olan tanıklar ile ilgili olarak şu düzeltmelerin yapılması gerekir:

1. tüpi: Tipi, kar fırtınası.

6573 takı bolmaz erse ajun barça kodtum
ögüz teg akayı tüpi teg toġayı

2. tüpi yėl: Tipi, kar fırtınası.

1175 tüpi yėl keçer teg tiriglik keçip
asıġsız ulır men özümke açıp

1439 keçürmiş tiriglik tüpi boldı yėl
bu kalmış tiriglik neçe bėrge el

3796 tüpi yėl keçer teg tiriglik keçip
odundum men emdi küyer men açıp

4302 tüpi yil turur söz köngül aġrıtur
köngül aġrısa er sėni yawrıtur

4758 tüpi yėl turur bu ajun kör oġul
kölike turur kör karârı yok ol

5091 tüpi yėl turur bu tiriglik küni
ınançsız turur kut keçürgey sėn

5314 tüpi yėl turur dünyâ yaġmur sanı
kelir çoġlayur az öçer terk üni

6521 yorıġlı bulıt teg yėgitlikni ıdtım
tüpi yėl keçer teg tiriglik tükettim

6554 keçer dünyâ keçti tüpi yėl keçer
teg keçer dünyâka öz osalın basıttım

Nitekim Kutadgu Bilig’de geçen ikilemeler üzerine yapılmış bir çalışmada tüpi yėl ikilemesi için “fırtına, bora” anlamı verilmiş ve yukarıdakilerden 1175, 3796, 4302, 4758, 5091, 5314, 6521, 6554 numaralı beyitler tanık gösterilmiştir (Ölmez, 1998, s. 250).

tüş-: Düşmek, inmek.

İndekste verilmiş olan tüş- fiilinin yukarıdaki anlamları, bütün örnekleri yansıtmaktan uzaktır. Söz konusu fiilin anlamı ile ilgili olarak şu düzeltmelerin yapılması gerekir:

1. tüş-: Mola vermek, konaklamak.

Arat’ın yukarıdaki aktarma şekli de teklif edilen anlamı destekler (Arat, 1988, s. 48, 373).

2. işi tüş-: İşi düşmek, birinin yardımına ihtiyacı olmak.

Arat’ın yukarıdaki aktarma şekli de teklif edilen anlamı destekler (Arat, 1988, s. 53, 323).

yir- yermek, beğenmemek, hakir görmek → yarmak, parçalamak.

İndekste yir- fiili için “yermek, beğenmemek, hakir görmek” anlamları verilmiş ve yukarıdaki örnek de fiilin tanıkları arasında gösterilmiştir. Ancak bu anlamlar, yukarıda da görüldüğü gibi Arat’ın fiili aktarma şekli ve bağlam ile çelişmektedir. Arat, fiili metindeki yazım şekline uygun olarak yirer “parçalar” şeklinde okumuş ve anlamıştır. Ayrıca bu aktarma şekli, bağlama gayet uygundur. İndekste fiilin işlenişi ve anlamı konusunda yanlışlık yapılmış olduğu açıktır.

Söz konusu fiil, ayrı bir madde olarak yir- “yarmak, parçalamak” şeklinde işlenmeli ve yar- “yarmak, parçalamak” maddesine gönderme yapılmalıydı. Çünkü 1144. beyitteki örnekte yir- “yarmak, parçalamak” örneğine karşılık aşağıdaki beyitlerden birinde (2787) yar- “parçalamak”, ikisinde (4715, 6139) ise yarıl- “parçalanmak” şekli geçmiştir.

Metindeki söz konusu bu örneklerin iki farklı ağızdan (yar- = yir-) metne geç(iril)miş olduğu düşünülebilir:

Nitekim DLT’de de yirilgen için “daima çatlayan” anlamı verilmiştir:

yirilgen: Yirilen ‘Bu butık ol tutçı yirilgen = Bu ağaç daima çatlıyan, yarılandır’.” (Atalay, 1986/III, s. 55.1), “yirilgen: Daima çatlayan (dal vb.)” (Ercilasun, 2014, s. 978).

Kaynakça

Arat, R. R. (1979). Kutadgu Bilig III indeks K. Eraslan, O. F. Sertkaya ve N. Yüce, Haz.). Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü.

Arat, R. R. (1988). Yusuf Hâs Hâcib Kutadgu Bilig II çeviri. Türk Tarih Kurumu.

Arat, R. R. (1992). Atebetül-Hakâyık. Türk Dil Kurumu.

Arat, R. R. (1999). Kutadgu Bilig I metin. Türk Dil Kurumu.

Atalay, B. (1986). Divanü Lûgat-it-Türk tercümesi (C 4). Türk Dil Kurumu.

Clauson, S. G. (1972). An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford University.

Dankoff, R. (1983). Yusuf Khass Hajib, wisdom of royal glory (Kutadgu Bilig), a Turko-islamic mirror for princes. University of Chicago.

Ercilasun, A. B. (1984). Kutadgu Bilig grameri–fiil. Gazi Üniversitesi.

Ercilasun, A. B. ve Akkoyunlu, Z. (2014). Kâşgarlı Mahmud Dîvânu Lugâti’tTürk-giriş-metin-çeviri-notlar-dizin. Türk Dil Kurumu.

Hacıeminoğlu, N. (2008). Karahanlı Türkçesi grameri. Türk Dil Kurumu.

Kargı Ölmez, Z. (1997). Kutadgu Bilig’de ikilemeler (1). Türk Dilleri Araştırmaları, 7, 19-40.

Ölmez, Z. (1998). Kutadgu Bilig’de ikilemeler (2). Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi: 21 Bahşi Ögdisi 60. Doğum Yılı Dolayısıyla Klaus Röhrborn Armağanı içinde (s. 235-260). Simurg

Önler, Z. (1999). Kutadgu Bilig’de yer alan deyimler. Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi, 9, 119-186.

Özçelik, S. (2019). Kutadgu Bilig ve dizini üzerine düzeltmeler. Uluslararası Kutadgu Bilig Kurultayı (26-28 Eylül 2019) içinde (s. 966-976).

Steingass, F. (1892). A comprehensive Persian-English dictionary.

Tabaklar, Ö. (2011). Kutadgu Bilig indeksinde bazı düzeltme önerileri. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hâcip ve Eseri Kutadgu Bilig Bildirileri içinde (s. 485- 492). Tarama Sözlüğü (1977). Türk Dil Kurumu.

Tezcan, S. (1981). Kutadgu Bilig dizini üzerine. Belleten, 178(XLV/2), 23-78.

Tezcan, S. (2011). Kutadgu Bilig’de yeni düzeltmeler. Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacip ve Eseri Kutadgu Bilig Bildirileri içinde (s. 523-534).

Makalenin Künyesi: Özçelik, S. (2024). Kutadgu Bilig ve indeksi üzerine düzeltme teklifleri. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, 57, 139-162.

Etik Komite Onayı

Araştırmada etik kurul iznine gerek yoktur.

Çıkar Çatışması

Yazar, çıkar çatışması olmadığını beyan eder.

Finansman

Araştırma için herhangi bir mali destek alınmadı.

Kaynaklar

  1. Makalede verilen aktarma şekilleri Arat, 1988’e göredir.
  2. Efendisinin yüklerini ve baş ağrılarını üzerine alan bir kul, efendisine arzularına giden yolu açar.
  3. Sonunda gökyüzü, siyah kefenini yırttı, göğsünü açığa çıkardı ve parlak yüzünü gösterdi.
  4. Söz konusu çalışmada beyit numarası, yanlış olarak 1543 şeklinde verilmiştir.
  5. Bu kadar zayıf olduğuna göre omuzlarını nasıl bu kadar kibirli kaldırıyor?
  6. Gösterişle övünen ve “Ne çok hazinem ve askerlerim var.” diyen sen.
  7. Prenslik makamının gururuyla omuzlarınızı kaldırmayın, göğsünüzü şişirmeyin.
  8. Geçirdiğin ömür rüzgâr gibi geçti, kalan hayat sana daha ne kadar fırsat sunacak.
  9. Bu birkaç şeye karşı kendinizi korursanız saltanat korunacaktır.
  10. Seni son görüşümün üzerinden çok zaman geçti ama seni ziyaret edecek zamanı bulamadım.
  11. 0150, 0172, 0283, 1856, 3006, 3168, 3469, 4029, 5817, 5888, 6228, 6337.

Figure and Tables