Giriş
Türk dil bilgisinde ek fiili, Eski Türkçede er- biçiminde geçen fiil temsil etmektedir. Er- ek fiili, XIII. yüzyıldan sonra Doğu Türkçesinde er- ~ ir- ~ ė(r)- biçimlerinde kullanılmış (Eckmann, 2003a/1966, s. 131; 2003b, s. 20); Batı Türkçesinde /r/ sesinin düşmesi ve /e/’nin /i/’ye dönüşmesiyle i- biçimini almıştır (Ercilasun, 2004, s. 460). Aslında ‘olmak, var olmak’ anlamlarını taşıyan er- fiili, ilk yazılı metinlerden itibaren bir esas fiil[1] özelliği ile sınırlı yerlerde geçmiş, bunun dışında genellikle bir yardımcı fiil ve ancak belirli görevleri olan unsur biçiminde kullanılagelmiştir.
Öncelikle bir esas fiil olduğu anlaşılan er-, daha Eski Türkçe döneminin başında yardımcı fiile dönüşmüş olmalıdır (Erdal, 2004, s. 322-326). Er- ek fiili ya da yardımcı fiili böylece Türk dili alanının ilk metinleriyle beraber iki ana işlevi yerine getirmiştir: Birincisi, her türlü isimle birleşik fiil kurulmasını sağlamıştır. Bu kuruluşlarda er- ek fiili ancak fiilleşmeyi ve çekimi üstlenmiş, anlamı isim unsuru taşımıştır. Örneğin Orhun Türkçesinde k(a)g(a)nl(ı)g : bod(u)n : (e)rt(i)m (Tekin, 2010, s. 52) ‘Hakan sahibi (bir) halk idim.’ Eski Uygur Türkçesinde bu ne emgeklig yėr ėrmiş ‘Bu ne ızdıraplı yer imiş.’ (Eraslan, 2012, s. 431). İkincisinde er- fiili, bir sıfat fiil veya kip ekiyle çekimlenmiş bir unsurdan (esas fiilden) sonra gelip birleşik çekim yapmıştır: Orhun Türkçesinde yor(ı)yur ert(i)g (Tekin, 2010, s. 22) ‘yürüyor idiniz’. Eski Uygur Türkçesinde körür ermiş men (Eraslan, 2012, s. 353) ‘görür imişim’. Birleşik çekimlerde de anlam esas fiildedir, er- ek fiili yalnızca yardımcı fiil durumundadır. Burada birleşik çekimin de bir bakıma birleşik fiil çekimi olduğu belirtilmelidir. Er- ek fiilinin bu iki ana işlevinin Türk dilinin sonraki dönemlerinde yerleştiği izlenebilmektedir. Ek fiil, isimleri fiilleştirmesi sebebiyle aynı zamanda isim fiili olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda ek fiilin (isim fiilinin) diğer esas fiillerden farklı olarak sadece dört kipte çekimi vardır: Geniş (şimdiki) zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve şart kipi.
Güney Azerbaycan Türkçesi Ağızlarında Ek Fiilin Çekimi
Geniş Zaman Kipi: Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında i- ek fiilinin geniş (şimdiki) zaman kipinde er-ür yapısının düşmesiyle sadece şahıs ifade eden ekler kalmıştır. Bu eklerin teklik 1. şahıs ile teklik ve çokluk 2. şahısları zamir kökenlidir. Fakat çokluk 1. şahıs, -dUK sıfat fiil ekindeki -K unsuruna; 3. şahısları ise tur- ‘durmak’ fiilinin geniş zaman çekimine (tur-ur>durur>-dXr) dayanmaktadır[2] :
dostam ‘dostum’ (Erd: 181), ėvliyem ‘evliyim’ (Urm: 153), şasávenim ‘Şahseven’im’ (Znc: 198); ucasan ‘yücesin’ (Erd: 181), dirisen ‘dirisin’ (Urm: 153), belessin ‘bilgilisin’ (Znc: 198), haralıyan (< *haralısan) ‘nerelisin’ (Tkn: 22), gözelen (< *gözelsen) ‘güzelsin’ (Tkn: 21), yoḫluyay (< *yoḫluyaŋ < *yoḫlusaŋ < *yoḫlusan) ‘yoksulsun’ (Znc: 198); yoḫdı ‘yoktur’ (Slm: 176), ġeredi ‘karadır’ (Urm: 153), buynuzudu ‘boynuzudur’ (Znc: 198), ezizdür ‘azizdir’ (Erd: 181); bacıyıḫ ‘kız kardeşiz’ (Znc: 198), ġuruhuḫ ‘grubuz’ (Urm: 364), bizik ‘biziz’ (Erd: 181), sünnü’yüyh ‘Sünni’yiz’ (Urm: 152); ġardaşaḫ ‘kardeşiz’ (Tkn: 22), türkek ‘Türk’üz’ (Tkn: 22), şieyeyh ‘Şia’yız’ (Tkn: 22), ketdeyeḫ ‘köydeyiz’ (Urm: 153); ağacısız ‘ağacısınız’ (Znc: 198), uşağsuz ‘çocuksunuz’ (Erd: 181), özüzsüz ‘kendinizsiniz’ (Urm: 153), tikantepeliyez (< *tikantepeliyeyz < *tikantepeliyeyiz < *tikantepeliyeŋiz) ‘Tikantepelisiniz’ (Tkn: 22), narahatıyz (< *narahatıyız < *narahataŋız) ‘üzgünsünüz’ (Znc: 198); daşçıdıla ‘taşçıdırlar’ (Erd: 181), ġeşėydile ‘güzeldirler’ (Znc: 198), şuluḫdular ‘yaramazdırlar’ (Urm: 153).
Bu kipin çekim tablosu şöyledir:
Görülen Geçmiş Zaman Kipi: i- ek fiiline -dX görülen geçmiş zaman ekinin getirilmesiyle oluşturulmaktadır. Çekimde zaman ekinden sonra kullanılan şahıs ekleri (çokluk 1. şahıs hariç) iyelik kökenlidir. i- ek fiili, ünsüzle biten isimlerden sonra çoğunlukla düşürülmemektedir. Metinlerde i- ek fiilinin ünlü uyumlarına hem uyduğu hem de uymadığı örnekler vardır: uşağıdım ‘çocuk idim’ (Erd: 180), zirengidim ‘uyanık idim’ (Urm: 153), şahdosTudum ‘şah taraftarı idim’ (Znc: 199); zālımıdın ‘zalim idin’ (Urm: 153), senidün ‘sen idin’ (Erd: 180); ağacıdı ‘ağaç idi’ (Erd: 180), yoḫudu ‘yok idi’ (Znc: 199), böyüyidi ‘büyük idi’ (Urm: 51); ġardaşıdıḫ ‘kardeş idik’ (Znc: 199), bü cürüdüḫ ‘bu tür idik’ (Urm: 153); ġardaşıduz (< *ġardaşıduyuz < *ġardaşıduŋuz) ‘kardeş idiniz’ (Erd: 180); adamıdıla ‘adam idiler’ (Urm: 153), curudular ‘tür idiler’ (Znc: 199), selāmetidile ‘selamet idiler’ (Urm: 153). Ünlüyle biten isimlerden sonra i- ek fiilinin düşmesi karakteristiktir: ḫırdaydım (< *ḫırdayıdım < *ḫırda idim) ‘küçük idim’ (Urm: 375), hardaydıy (< *hardayıdıŋ < *harda idiŋ) ‘nerede idin’ (Znc: 200), acıydı (< *acıyıdı < *acı idi) ‘acı idi’ (Erd: 180), örtüliydi (< *örtüliyidi < *örtüli idi) ‘örtülü idi’ (Urm: 241), yaḫçıydıḫ (< *yaḫçıyıdıḫ < *yaḫçı idik) ‘iyi idik’ (Urm: 200), cüççüydük (< *çüççüyüdük < *çüççü idik) ‘çiftçi idik’ (Znc: 200), uşağıydıla (< *uşağıyıdıla < *uşağı idiler) ‘çocuğu idiler’ (Erd: 180). Yaygın olmasa da i- ek fiilinin ünlüyle biten isimlerden sonra düşmediği örnekler de vardır. Bu durumda ünlüyle biten isim, i- ek fiiline /y/ ünsüzüyle bağlanır: gülmeyidi ‘gülme idi’ (Urm: 153), buyudu ‘bu idi’ (Urm: 153). Bu kipin çekim tablosu şöyledir:
Ünsüzle biten isimlerde:
Ünlüyle biten isimlerde
Duyulan Geçmiş Zaman Kipi: i- ek fiiline -mXş duyulan geçmiş zaman ekinin eklenmesiyle yapılmaktadır. Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında i- ek fiilinin duyulan geçmiş ekiyle çekimi 3. şahıslarla sınırlanmıştır (Karini, 2009, s. 180; Rezaei, 2015, s. 200; Doğan, 2020, s. 96; Çam, 2021, s. 252; vd.). Metinlerdeki örneklerde i- ek fiilinin ünsüzle biten isimlerden sonra düşürülmemesi hâkimdir: oḫuyanımış ‘okuyan imiş’ (Erd: 180), yėrimiş ‘yer imiş’ (Znc: 200), yoḫumuş ‘yok imiş’ (Urm: 154), uşağımışla ‘çocuk imişler’ (Urm: 154). Ünlüyle biten isimlerden sonra ise i- fiili düşürülmüştür: ordaymış (< *ordayımış < *orda imiş) ‘orada imiş’ (Urm: 154), oğurriymiş (< *oğurriyimiş < *oğurri imiş) ‘hırsız imiş’ (Erd: 180), ḫāliymiş (< *ḫāliyimiş < *ḫāli imiş) ‘boş imiş’ (Znc: 200).
Ünsüzle biten isimlerde:
Ünlüyle biten isimlerde
Şart Kipi: Bu kip, i- ek fiiline -sA şart ekinin eklenmesine dayanmaktadır. Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında i- ek fiilinin -sA şart ekiyle çekimi metinlerde ancak nadir ve kalıplaşmış örneklerde geçmiştir: yoḫsa ‘yok ise’ (Znc: 200). Metinlerde şart ifadeleri genellikle Farsçadaki kuruluşlara benzer şekilde ortaya konulmuştur[3]:
(1) eger düzdǖ menim malımı vėrginen (Znc: 423)
‘Eğer doğruysa benim malımı ver.’
Far. eger durust hest emvāl-i men rā bedehı̇ ̄d.
(2) ġardaşlar eger seni çıḫartdı gėne çığardıpla. (Erd: 377)
‘Kardeşler eğer seni çıkartmışlarsa yine çıkartmışlar.’
Far. an birāderhā eger tū rā āzād kerde bāşend dū-bāre āzād kerdeend.
+(y)dX ~ +(y)mXş Yapıları
Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında yukarıda sunulmuş olan yapılar, i- ek fiiline kip eklerinin getirilmesi yönünden Türk dilinin işleyişiyle açıklanabilmekte ve bu suretle de uygunluk arz etmektedir.
Bununla beraber söz konusu ağızlarda yaygın olarak kullanılan ve ayrı bir grupta sunulması gereken +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları yer almaktadır. +(y)dX ~ +(y)mXş, ünlüyle biten isimlerden sonra kullanılan ve benzer dizilişte görünen yapılardan nispeten farklıdır. Yani, burdaymış (< *burdayımış < *burda imiş) ‘burada imiş’ (Urm: 154) ve hardaydıyz (< *hardayıdıyız < *harda idiŋiz) ‘nerede idiniz’ (Znc: 200) örneklerinden ayrıdır. +(y) dX ~ +(y)mXş yapıları, bölge ağızlarında bilinen diğer yapılarla bir arada kullanılmaktadır ve herhangi bir işlev farklılığına sahip değildir.
+(y)dX ~ +(y)mXş yapıları, kimi çalışmalarda ünsüzle biten isimlerden sonra olmak suretiyle i- ek fiili ve kip ekleri (-dX ve -mXş) arasında /y/ yardımcı sesinin türediği yönünde açıklanmıştır (Rüstemov ve Şireliyev, 1967, s. 42; Ergin, 1971, s. 169; Paşayev vd., 2004, s. 92, 125; Doğan, 2020, s.). Söz gelişi ėviydi (< *ėv i(y)-di) ‘ev idi’, ėviymiş (< *ėv i(y)-miş) ‘ev imiş’ gibi. Oysa bu yapılarda ünsüzle biten isimlerden sonra i- ek fiili ile kip ekleri arasında /y/ yardımcı sesinin türediği fikri, Türk dilinin işleyişiyle çelişmektedir. Şöyle ki, Oğuzcada (Türkmen Türkçesi ve kısmen de Horasan Türkçesi hariç) /y/ yardımcı sesinin ünlü çatışmasını engellemek için ünlüyle biten kelimelere ünlüyle başlayan ekler getirildiğinde kullanıldığı bilinmektedir. Bu göre de i- ek fiiline ünsüzle başlayan -dX ve -mXş eklerinin getirilmesinde y/ yardımcı sesi gerekli değildir. Türk dilinin sisteminde bu ekler, i- ek fiiline doğrudan bağlanabilmektedir. Şu hâlde i- ek fiilinden sonra /y/ yardımcı sesinin izahı imkân dışıdır. Bundan dolayı söz konusu kullanımlar, Türk dilinin yapısal özelliğine uygunluk arz eden bir düzenle açıklanmalıdır. Oğuzcada /y/ yardımcı sesinin işletilme özellikleri dikkate alındığında +(y)dX ~ +(y)mXş yapılarını alan ve ünsüzle biten isimlerde ayrıca ünlüyle biten bir unsurun bulunması beklenir. Tabiatıyla bu, i- ek fiili değildir. Bu, idi ve imiş yapılarının ünlüyle biten isimlere getirildiği bir biçimdir. Başka bir anlatımla idi > +XdX ve imiş > +XmXş gelişimlerinde kip ekleri, i- ek fiiline eklenmektedir. Oysa +(y)dX ~ +(y) mXş yapıları ise ancak ünlüyle biten isimlere eklenmekte ve eklenme sürecinde i- ek fiili düşürülmektedir. Kısaca idi > +(y)XdX > +(y)dX biçiminde bir gelişme söz konusudur. Örnek üzerinde göstermek gerekirse: yėridi (< *yėr idi) ‘yer idi’ (Urm: 205); terefindeydi (< *terefindeyidi < *terefinde idi) ‘tarafında idi’ (Tkn: 30); oruşluğuydu (< *oruşluğuyudu < *oruşluġi i-di) ‘oruçluk idi’ (Erd Şah: 251).
Ergin, bu yapılar hakkında ayrıca birbirinden faklı değerlendirmeler ortaya koymuştur: “Azeri Türkçesi isim fiilinin ekleşmesinde, Türkiye Türkçesinden daha muhafazakârdır. Nitekim Azeri Türkçesinde umumiyetle konsonant ile biten kelimelerden sonra bile isim fiilinin geçmiş zaman şekilleri y yardımcı sesini muhafaza eder: atıydı ‘attı, at idi’. Bu y’li şekiller şüphesiz vokalle biten kelimelerden buraya atlamıştır: bağlıydı gibi… Bunda, -dır, -dir ekinin r’si düştüğü için, onunla karışma endişesi rol oynamış olabilir. Zira atdı ‘attır’, atıydı ‘at idi’ demektir.” (1971, s. 169). Hâlbuki Güney Azerbaycan Türkçesi alanının i- ek fiilinin kullanımında daha “muhafazakâr” olması yani eski biçimleri koruması, ünsüzle biten isimlerden sonra i- ek fiilinin düşürülmemesiyle tezahür etmektedir: varıdı (< EOT var idi) ‘var idi’ gibi. İ- ek fiilinden sonra /y/ yardımcı sesinden bahsetmenin de eski biçimlerle ilgisi olmasa gerektir. Bu, yukarıda vurgulandığı üzere i- ek fiiline kip ekleri doğrudan bağlanabildiği için tarihsel gelişmeyle de uyumlu değildir. /y/ yardımcı sesinin eskicil kullanımlarının ancak Eski Oğuz Türkçesinde geçen ejdehāyimiş (< *ejdehā imiş) ‘ejderha imiş’, ḳaraŋuyise (< *ḳaraŋu ise) ‘karanlık ise’ (Timurtaş, 2005, s. 130) gibi örneklerle paralellik taşıması beklenirdi. Ayrıca atdı ‘attır’, atıydı ‘at idi’ ifadeleri arasında bir karışmadan söz etmek de güçtür. Çünkü Güney Azerbaycan Türkçesi alanında atdı ‘attır’ ile ikinci kullanımın /y/’siz biçimi olan atıdı ‘at idi’ arasında farklı çekimler olması (ek fiilin geniş zamanı ve görülen geçmiş zamanı) sebebiyle bir karışma için sebep bizatihi yoktur. Bundan dolayı karışmayı önlemek için atıydı ‘at idi’ biçimine de gerek kalmamaktadır. Bunlarla beraber söz konusu dil alanında +dX(r) bildirme ekinin vurgusu, görülen geçmiş zaman ekine göre oldukça zayıftır ve bu durum konuşmada kolaylıkla ayırt edilmektedir.
+X(y)dX ~ +X(y)mXş yapıları yukarıda dikkat çekildiği üzere esasında ünlüyle biten isimlere getirilmektedir. Ancak ünlüyle biten bu isimler, Farsça -ῑ (ی) takılarından örnekseme yoluyla gelmiş görünmektedir. Örneksemenin dayandığı -ῑ (ی) takıları ise kaynakları itibarıyla farklıdır. +X(y)dX ~ +X(y)mXş yapılarının getirildiği isimlerin bir kısmı, Farsçada belirli isimler ile belirsiz isimlerin sonunda kullanılan -ῑ (ی) takılarından örneksemeyle oluşmuştur. Fars dil bilgisinde bu -ῑ takıları, işaret ya’sı ve belirsizlik ya’sı olarak adlandırılmaktadır: merdῑ ki mῑ āyed birāder men est ‘Gelen adam benim kardeşimdir’ (belirli isim); ez kitābfurūşῑ kitābῑḫerῑdem ‘Bir kitapçıdan bir kitap aldım.’ (belirsiz isimler). Belirsiz isimler kimi zaman yek ‘bir’ kelimesiyle birlikte de kullanılabilmektedir: duḫterῑsūy yek diraḫtῑmῑ dūyed. ‘Bir kız bir ağaca doğru koşuyordu.’ (Yıldırım, 2015, s. 24-26). Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında belirtme durumu eklerinin kimi kullanımları, Farsçanın bu kullanımlarındaki -ῑ takılarından örneksemeyle gelişmiştir. Tabii bu gelişmede belirtme durumu ekleri ile Farsçanın özellikle işaret ya’sının belirli isimlerde kullanılması yönünden işlevsel çakışmasının payı olduğuna dikkat çekilmelidir. Aşağıdaki örnekler, belirtme durumu ekleri ile -ῑ takısının paralel kullanımlarıdır[4] . (1) numaralı örnekte belirtme durumu eki, belirli isimde; (2), (3), (4) numaralı örneklerde belirtme durumu ekleri, belirsiz isimlerde kullanılmıştır. Belirtme durumu ekleri bu ifadelerde belirlilik işaretlememektedir. Buralarda belirtme durumu ekleri, -ῑ takılarından örnekseme yoluyla gelişmiş ve isimlerin belirlilik ile belirsizlik işaretleyen unsurlarıyla (o, bir gibi) kalıcı biçimlere dönüşmüştür. Kısaca bu ifadelerde Farsçada merdῑ ‘(o) adam’, yek mātemῑ ‘bir yas’, şebῑ ‘bir gece’, yek rūzhāyῑ ‘bir gün(ler)’ yapıları, Güney Azerbaycan Türkçesi alanında sırasıyla o adamı ‘o adam’; bir yasi ‘bir yas’, gėceni ‘bir gece’, bi ģünneri ‘bir gün’ biçimlerinde karşılıklarını bulmuştur.
(1) o adamı ki helal kesp ġazanır. (Urm: 366)
‘O adam ki helal kazanç kazanır.’
Far. kesῑ ki māl-i ḥelāl kesb mῑkoned.
(2) tutullar ölmemiş ona bir yasi. (Urm: 111)
‘Ona ölmeden bir yas tutuyorlar.’
Far. ġabl ez mergeş berāyeş sugvārῑmῑkonend.
(3) sora gėceni ġaldıla. (Erd: 498)
‘Sonra (bir) gece kaldılar.’
Far. baʿd şebῑ māndend.
(4) bi ģünneri bi dene arvadın uşağı olmazdí (Slm: 197).
‘Bir gün bir tane kadının çocuğu olmazdı.’
Far. yek rūzhāyῑ yek zen ṣāḥib-i ferzend nemῑşodeest.
İşte Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında +(y)dX ~ +(y)mXş yapılarının eklendiği isimlerin bazıları burada görülen biçimlerin benzeridir. Yani isimlerin -ῑ (işaret ya’sı ya da belirsizlik ya’sı) takılarından gelişen belirtme durumu ekli biçimleridir. Tabii, Türk dil bilgisinde belirtme durumu ekli isimler, i- ek fiilinin çekimli biçimleriyle kullanılamamaktadır. Ancak bu ifadelerde belirtme durumu ekleri, isimlerde belirlilik bildiren bir çekim eki değil, kalıcı unsurlar olarak değerlendirilmektedir. +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları da ünlüyle biten bu biçimdeki isimlere getirilmektedir. Aşağıdaki örneklerde gelişmeler şöyle gösterilebilir: adamıydı (< *adamıyıdı < *adami idi < *adamῑ idi) ‘bir adam idi’; damıydıla (< *damıyıdıla < *dami idiler < *damῑ idiler) ‘bir dam idiler’; neferiydik (< *neferiyidik < *neferi idik < *neferῑ idik) ‘kişi idik’; şēhriymiş (< *şēhriyimiş < *şēhri imiş < *şēhrῑ imiş) ‘bir şehir imiş’.
(1) hėş senün çöreyin de yėmiriy. o da çöreyh veren adamdı. beter adamıydı hā. dēdi: baba, yėyin, sözüzi ġebul ėlerem. (Urm: 213)
‘Senin hiç ekmeğini de yemiyoruz. O da ekmek veren adamdır, beter (bir) adam idi ha. Demiş: Baba, yiyin, sözünüzü kabul ediyorum.’
(2) bılaḫlaanın suyu ġuruyub, yıḫılıp dağılıp; ėvidile bi dene damıydıla. (Urm: 347)
‘Pınarların suyu kurumuş, yıkılmış dağılmış; ev idiler bir tane dam idiler.’
(3) çoḫdu diyecem bi hˈün bi iki üş neferiydik. (Erd Şah: 419)
‘Çoktur diyeceğim, bir gün, iki üç kişi idik.’
(4) meselem savalan bi dene şēhriymiş. (Erd Şah: 558)
‘Mesela Savalan bir tane şehir imiş.’
Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları, yukarıdaki örnekler vasıtasıyla yaygınlaşıp sıfat türündeki kelimelerde de kullanılır olmuştur:
(1) ne ḫede pul ĺāzımıydı? men diyerdim hacağa bėş tümen vėrey mene (Znc: 295)
‘Ne kadar para lazım idi? Ben derdim, hacıağa beş tümen veresin bana.’
(2) dosdumuz hādi bey bir zaman bıyıḫları çoḫ uzunuydu, elevileri oḫşurdu. (Tkn: 29)
‘Dostumuz Hadi Bey, bir zaman (onun) bıyıkları, çok uzun idi, Alevilere benziyordu.’
+(y)dX ~ +(y)mXş yapılarının getirildiği isimlerin bazıları ise Farsçadaki mastariyet ya’sından örneksemeyle oluşmuştur. Farsçada mastariyet ya’sı olarak adlandırılan -ῑ (ی) takısı, Türk dilinde +lXK isimden isim yapma ekine denk gelen isimlerin teşkilinde kullanılmaktadır: buzurgῑ ‘büyüklük’, kūçekῑ ‘küçüklük’ gibi (Bangi, 1971, s. 76)[5] . Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında +lXK isimden isim yapma ekli isimlere, Farsçanın -ῑ takısı örnekseme yoluyla tekrar getirilmiştir. Dil ilişkileriyle ortaya çıkan bu gelişmede +lXK ve -ῑ unsurlarının aynı işleve sahip olmaları da belirleyici olmuştur[6] . Aşağıda yer verilen örneklerde gelişmeler şu şekildedir: cengelliyiymiş (< *cengelliyiyimiş < *cengelliyi imiş < *cengelligi imiş < *cengelῑ imiş) ‘ormanlık imiş’; ġızıllığıydı (< *ġızıllığıyıdı < *ġızıllıġı idi < *ġızılῑ idi) ‘altından idi’; merizdiğiydi (< *merizligi idi < *merezῑ idi) ‘hastalık idi’; yağışġannığiydi (< *yağışġannığiyidi < *yağışġanlıġi idi < *yağışġanῑ idi) ‘yağışlı (yağışlık) idi’.
(1) bu kend cengelliyiymiş. meselen tamām, hėyvānat, beşer yoḫumuş. (Urm: 253)
‘Bu köy ormanlık imiş. Mesela hep, hayvanlar, insan yok imiş.’
(2) çoban, ėle izaḫdan mına salam vėrdi. çün libas mibası ġızıllığıydı, görkemliydi. (Erd: 308)
‘Çoban, öyle uzaktan buna selam verdi. Çünkü elbiseleri altından idi görkemli idi.’
(3) o da bi merizdiğiydi. (Erd Şah: 419)
‘O da bir hastalık idi.’
(4) yağışġannığiydi dāyim ot ġalḫėydı yuḫarı. (Erd Şah: 495)
‘Yağışlı idi daima ot kalkıyordu yukarı.’
+(y)dX ~ +(y)mXş yapıları ayrıca var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimlerine getirilmiştir. Yüklem durumundaki var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimleri, Farsçanın “şahıs zamiri + isim + (ne)dār fiili + şahıs eki” kuruluşundan örneksemeyle oluşmuştur[7] . Örneğin Farsça men bāġ dārem / men bāġ nedārem ‘bahçem var / bahçem yok’ gibi. Aşağıda sunulmuş olan örneklerde +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları, var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin 3. şahıs iyelik ekli biçimlerine, başka bir deyişle ünlüyle biten isimlere getirilmiştir: varıydı (< *varıyıdı < *varı idi) ‘…+(s) X var idi’; yoḫuydı (< *yoḫuyıdı < *yoḫu idi) ‘…+(s)X yok imiş’; yoḫuydu (< *yoḫuyudu < *yoḫu idi) ‘…+(s)X yok idi’; yoḫuymuş (< *yoḫuyumuş < *yoḫu imiş) ‘…+(s)X yok imiş’.
(1) bunun bi dene lele varıydı. (Erd: 392)
‘Bunun bir lalası var idi.’
(2) buların her ikisinin de ëvlad yoḫuydı. (Erd: 303)
‘Bunların her ikisinin de evladı yok idi.’
(3) pul mulūn onna erziş yoḫuydu. (Znc: 393)
‘Paranın maranın o zaman değeri yok idi.’
(4) hesap kitap yoḫuymuş. (Znc: 422)
‘Hesabı kitabı yok idi.’
Kimi örneklerde hem özne unsurunun hem de var ‘var’ / yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimleri yer almıştır:
(1) kerem, bi yol oḫur, ot tutur yanır; o ġeden eşġi varıymış. (Urm: 347)
‘Kerem, bir miktar okur, ateşlenir yanar, o kadar, (Kerem’in) aşkı var imiş.’
(2) menim atam ġavaḫda mῑve satardı, tuḳanı varıydı. (Tkn: 25)
‘Benim babam, önceden meyve satardı, (onun) dükkânı var idi.’
(3) ġutduru yoḫuydu. (Znc: 426)
‘Gücü yok idi.’
Şu örneklerde var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimlerine de yine i- ek fiilinin çekimli biçimleri getirilmiştir. Bu kullanımlarda iyelik ekli biçimler ünsüzle biten isimler durumunda olduğu için i- ek fiilinin çekimli biçimleri, bölge ağızlarının karakteristiğine uygun olarak düşürülmeden bağlanmıştır: varımızıdı (< *var(ı)mız idi) ‘…+(X)mXz var idi’, yoḫumuzudu (< *yoḫ(u)muz idi) ‘…+(X)mXz yok idi’.
(1) ne libas varımızıdı, ne ayaġġabı varımızıdı. (Erd: 288)
‘Ne elbisemiz var idi, ne de ayakkabımız var idi.’
(2) ayrı bir senet yoḫumuzudu. (Znc: 328)
‘Ayrı bir zanaatımız yok idi.’
Aşağıdaki örneklerde ise +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları aslında nispet ya’sı adıyla anılan -ῑ (ی) takısının olduğu isimlere bağlanmıştır: şikāriydi (< *şikāriyidi < *şikārῑ idi) ‘avcı idi’; zerdūşiymiş (< *zerdūşiyimiş < *zerdūşῑ imiş) ‘Zerdüştçü imiş.’
(1) adına owçu mensur diyerdiler. ḫulase şikāriydi. (Znc: 369)
‘Adına Avcı Mensur derlerdi. Kısaca avcı idi.’
(2) o rūzgarın da merdumu zerdūşiymiş, ῑran da o zaman, zamanı zerdūşiymiş. (Znc: 365)
‘O zamanın insanı Zerdüştçü imiş, İran da o zaman, (o) zaman Zerdüştçü imiş.’
Ünsüzle biten isimlerin sonunda Farsça -ῑ (ی) takılarından örneksemeyle gelişen yapılar daha çok Güney Azerbaycan Türkçesi alanında kümelenmiştir. Bununla birlikte söz konusu yapılar, yine bu alanın doğal uzantıları durumunda olan Azerbaycan’ın Batı Grubu ağızları ile Irak Türk ağızlarında da kaydedilmiştir. Azerbaycan’ın Batı Grubu ağızlarında: varuymış ‘var imiş’, yoḫuydu ‘yok idi’ (Rüstemov ve Şireliyev, 1967, s. 42); Irak Türk ağızlarında varıydı ‘var idi’, yoḫıydı ‘yok idi’, ġuşiymiş ‘kuş imiş’ ( Paşayev vd., 2004, s. 92). Bu bağlamda Irak Türk ağızlarının değerlendirildiği çalışmalarda onun Azerbaycan sahasının bir parçası olduğuna ve dil ilişkileri açısından da bilhassa söz dizimsel düzeyde güçlü bir şekilde Farsça özellikleri barındırdığına dikkat çekilmiştir (Bulut, 2000, s. 169).
Sonuç
Güney Azerbaycan Türkçesi ağızlarında +(y)dX ~ +(y)mXş yapılarının eklendiği ünlüyle biten kimi isimler, esas itibarıyla Farsça -ῑ (ی) takılarından örneksemeyle gelişmiştir. Ünlüyle biten isimlere örnekseme için temel teşkil eden -ῑ (ی) takıları ise kaynakları bakımından farklıdır. Ünlüyle biten bu isimlerin bazıları, Farsçada belirli isimler ile belirsiz isimlerin sonunda kullanılan -ῑ (ی) takılarından örnekseme yoluyla ortaya çıkmıştır: adamıydı (< *adamıyıdı < *adami idi < *adamῑ idi) ‘bir adam idi’ gibi. Bazı isimler ise Farsçada mastariyet ya’sı olarak adlandırılan -ῑ (ی) takısından örneksemeyle oluşmuştur. Farsçanın mastariyet ya’sı, Türk dilinde +lXK isimden isim yapma ekinin işlevini bildirmektedir. Bölge ağızlarında +lXK isimden isim yapma ekli isimlere -ῑ takısı örnekseme yoluyla tekrar eklenmiştir. Örnek: cengelliyiymiş (< *cengelliyiyimiş < *cengelliyi imiş < *cengelligi imiş < *cengelῑ imiş) ‘ormanlık imiş’. +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları bir de var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimlerinde kullanılmıştır. Yüklem durumundaki var ‘var’ ve yoḫ ‘yok’ kelimelerinin iyelik ekli biçimleri, Farsçanın “şahıs zamiri + isim + (ne)dār fiili + şahıs eki” kuruluşuna dayanmaktadır. Bu kullanım varıydı (< *varıyıdı < *varı idi) ‘…+(s)X var idi’ örneğinde gösterilebilir. +(y)dX ~ +(y)mXş yapıları ayrıca nispet ya’sı adıyla bilinen -ῑ (ی) takısının olduğu isimlere getirilmiştir: zerdūşiymiş (< *zerdūşiyimiş < *zerdūşῑ imiş) ‘Zerdüştçü imiş.’ gibi.
Çeviri Yazı İşaretleri ve Kısaltmalar
/ė/ : kapalı /e/ ünlüsü
/ā/ : uzun /a/ ünlüsü
/ῑ/ : uzun /i/ ünlüsü
/ū/ : uzun /u/ ünlüsü
/ġ/ : art damak /g/ ünsüzü
/ḫ/ : art damak /h/ ünsüzü
/ġ/ : art damak /k/ ünsüzü
/ŋ/ : damak /n/’si
> : Bu şekle gider.
< : Bu şekilden gelir.
/A/ : /a/, /e/
/I/ : /ı/, /i/
/X/ : /ı/, /i/ /u/, /ü/
/K/ : /ḳ/, /k/
/G/ : /ġ/, /g/
EOT : Eski Oğuz Türkçesi
Erd : Erdebil/Halhal Ağzı, bk. Karini (2009).
Erd Şah : Erdebil Şahsevenleri Ağzı, bk. Çam (2021).
Slm : Salmas Ağzı, bk. Gökdağ (2006).
Tkn : Tikantepe Ağzı, bk. Doğan (2012).
Urm : Urmiye Ağzı, bk. Doğan (2020).
Znc : Zencan Ağzı, bk. Rezaei (2015).
Kaynakça
Ateş, A. (1976). Farsça grameri. Millî Eğitim Basımevi.
Atıcı, A. (2018). İran Türk değişkelerindeki var/yok + iyelik yapısı üzerine eşzamanlı bir inceleme. Türkbilig, 35, 165-180.
Bangi, İ. (1971). Farsça dil bilgisi (grameri). Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları.
Boltabayev, S. (2019). Çağatayca Tefsir-i Hüseynî (Mevahib-i Aliyye) tercümesi ve Farsça dil özellikleri üzerine. Journal of Old Turkic Studies, 3(2), 287-309.
Bulut, C. (2000). Optative constructions in Iraqi Turkmen. Turcologica 46, 161-169.
Çam, A. (2021). Şahseven Türkçesi [yayımlanmamış doktora tezi]. İstanbul Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü.
Doğan, T. (2012). Tikântepe ağzı üzerine. Modern Türklük araştırmaları dergisi, 9(1), 15-44.
Doğan, T. (2020). Urmiye ağzı. Türk Dil Kurumu Yayınları.
Eckmann, J. (2003a). Çağatayca el kitabı (Çev.: G. Karaağaç). Akçağ Yayınları. (asli nüsha 1966 yılında yayımlanmıştır).
Eckmann, J. (2003b). Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi üzerine araştırmalar (Haz.: O. F. Sertkaya). Türk Dil Kurumu Yayınları.
Eraslan, K. (2012). Eski Uygur Türkçesi grameri. Türk Dil Kurumu Yayınları.
Ercilasun, A. B. (2004). Başlangıçtan yirminci yüzyıla Türk dili tarihi. Akçağ Yayınları.
Erdal, M. (2004). A grammar of old Turkic. Brill.
Ergin, M. (1971). Azeri Türkçesi. İstanbul.
Gökdağ, B. A. (2006). Salmas ağzı. Güney Azerbaycan Türkçesi üzerine bir inceleme. Karam Yayınları.
Karini, J. (2009). Erdebil ili ağızları [yayımlanmamış doktora tezi]. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Mehdi, R. (2015). İran- Zencan bölgesi, Kaydar ve yöresi ağızları [yayımlanmamış doktora tezi]. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Paşayev, G. vd. (2004). İrak Türkmen lehçesi. Elm, Nurlan.
Rüstemov, R. E. ve Şireliyev, M. Ş. (1967). Azerbaycan dilinin Gerb Grubu dialekt ve şiveleri, 1. Elm, Nurlan.
Sarıkaya, M. (1998). Güney Azerbaycan Türkçesi (fonetik-morfoloji-sentaks) [yayımlanmamış doktora tezi]. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Tekin, T. (2010). Orhon yazıtları. Türk Dil Kurumu Yayınları.
Timurtaş, F. K. (2005). Eski Türkiye Türkçesi. Akçağ Yayınları.
Yıldırım, N. (2014). Farsça dil bilgisi. Kabalcı Yayınları.